Yorum Yap
Ülkemizin siyasi ve sosyal tarihine bakacak olursak bazı dönemler bir takım özellikleriyle diğerlerinden ayrılır. 28 Şubat diye bilinen “post-modern” askeri müdahale dönemi bunlardan en çarpıcı olanıdır diyebiliriz. Gerçekten 28 Şubat uygulamaları ülkemizin özellikle dini kurum ve dinine bağlı insanların hayatında çok ciddi bir travma idi. 28 Şubat, başörtüsünün serbestliğini kararlaştıran Anayasa Mahkemesinin son kararına yazılan muhalefet şerhi esas alınarak memleketimizin dini hayatında ve dini kurumlarında hiçbir kanuna dayanmayan uygulamalar dönemiydi. Kamusal alan değerlendirilmesiyle devlete ait kurumlarda, özellikle okullarda
Tükendi
Gelince Haber VerÜlkemizin siyasi ve sosyal tarihine bakacak olursak bazı dönemler bir takım özellikleriyle diğerlerinden ayrılır. 28 Şubat diye bilinen “post-modern” askeri müdahale dönemi bunlardan en çarpıcı olanıdır diyebiliriz. Gerçekten 28 Şubat uygulamaları ülkemizin özellikle dini kurum ve dinine bağlı insanların hayatında çok ciddi bir travma idi. 28 Şubat, başörtüsünün serbestliğini kararlaştıran Anayasa Mahkemesinin son kararına yazılan muhalefet şerhi esas alınarak memleketimizin dini hayatında ve dini kurumlarında hiçbir kanuna dayanmayan uygulamalar dönemiydi. Kamusal alan değerlendirilmesiyle devlete ait kurumlarda, özellikle okullarda ve yükseköğretim kurumlarında, kadınların ve kızların dinleri gereği başlarını örtmesine izin verilmiyordu. Özellikle yükseköğretim kurumlarında pek çok kız öğrenci bu nedenle üniversitelerinden atılıyor, öğretim hayatlarına son veriliyordu. Bu yükseköğretim kurumlarından biri de Uludağ Üniversitesiydi. İlahiyat Fakültesi dışındaki bütün fakültelerde bu işlem aynen uygulandı. Türkiye geneli düşünüldüğünde bizim gibi kız öğrencilerin başının açılmadığı ilahiyat Fakültesi sayısı bir elin parmaklarını geçmiyordu.
