Vatandaşlık; sosyal, siyasal, ekonomik ve hukuksal boyutlarıyla uzun yıllar sonucunda şekillenen ve hala dönüşüm içerisinde olan bir olgudur. Bireyin devlet ve toplumla sahip olduğu geleneksel ilişki biçimlerine farklı bir boyut getiren modern vatandaşlık, insanın akıl ve irade sahibi bir varlık olarak konumlanması sonucunda ulaşılmış bir statüyü niteler. Fakat bu statü durağan ve tek boyutlu bir ilişkiyi ifade etmez; aksine dinamik, karmaşık ve girift bir yapıya sahiptir. 20. yüzyılın son çeyreğinden itibaren ve özellikle 21. yüzyılla birlikte, bu ilişki biçimini derinden etkileyen ve klasik vatandaşlık yaklaşımlarına meydan okuyan dönüşümlere şahit
Tükendi
Gelince Haber VerVatandaşlık; sosyal, siyasal, ekonomik ve hukuksal boyutlarıyla uzun yıllar sonucunda şekillenen ve hala dönüşüm içerisinde olan bir olgudur. Bireyin devlet ve toplumla sahip olduğu geleneksel ilişki biçimlerine farklı bir boyut getiren modern vatandaşlık, insanın akıl ve irade sahibi bir varlık olarak konumlanması sonucunda ulaşılmış bir statüyü niteler. Fakat bu statü durağan ve tek boyutlu bir ilişkiyi ifade etmez; aksine dinamik, karmaşık ve girift bir yapıya sahiptir. 20. yüzyılın son çeyreğinden itibaren ve özellikle 21. yüzyılla birlikte, bu ilişki biçimini derinden etkileyen ve klasik vatandaşlık yaklaşımlarına meydan okuyan dönüşümlere şahit oluyoruz. Vatandaşlık artık sadece hukuki bir bağla açıklanamayacak bir bağlam kazanmıştır. Kimlik ve aidiyetlere ilişkin farkındalık ve talepler, dünya sorunlarındaki artış, bilimsel ve teknolojik gelişmeler, bu olgunun her seferinde yeniden üretilmesine zeminoluşturmakta, kavram da gittikçe çok boyutlu ve disiplinlerarası bir nitelik kazanmaktadır. Vatandaşlığın anlamına ve kapsamına yönelik bu tartışmalar, vatandaşlık eğitiminin hedeflerini ve içeriğini de doğrudan şekillendirmekte; “Nasıl bir vatandaş yetiştirmek istiyoruz?” sorusu farklı ülkelerde, farklı dönemlerde değişik yanıtlar bulabilmektedir. Eğitim sistemi açısından oldukça hayati olan bu soru, vatandaşlık ve vatandaşlık eğitiminin daha bütüncül bir şekilde incelenmesini gerekli kılmaktadır. Türkiye’de vatandaşlık konusunda olgun bir literatürün oluştuğu söylenebilir. Bununla birlikte vatandaşlık eğitimi açısından aynı yargıda bulunmak zor görünüyor. Bu durum konunun önemi dikkate alındığında büyük bir boşluğa işaret etmektedir. Kuramsal Temeller ve Güncel Tartışmalar Işığında 21. Yüzyılda Vatandaşlık ve Vatandaşlık Eğitimi isimli bu eser, vatandaşlık ve vatandaşlık eğitimi konusundaki güncel tartışma ve eğilimleri ele alarak bu boşluğun kapanmasına bir katkı sunmayı amaçlamaktadır. Kitapta vatandaşlık ve vatandaşlık eğitimini çeşitli yönleriyle ele alan on dokuz bölüm yer almaktadır. Bölümler, hem teorik ve tarihsel açıdan vatandaşlık kavramının gelişimini ve özellikle 20. yüzyılla birlikte yaşadığı dönüşümü, hem de bu dönüşümlerin vatandaşlık eğitimine yansımalarını incelemektedir. Eserin, bu alana ilgi duyan okurlara faydalı olması dileğiyle…