Çağımızda teknolojinin baş döndürücü bir şekilde ilerlemesine rağmen, kişiler arası iletişim kalitemizin de aynı oranda arttığını söylemek maalesef hiç mümkün değil. Günlük hayatımız; sadece konuşarak ve eteğindeki taşları dökerek iletişmeye çalışan, "dediğim dedik" tavrıyla karşısındakileri yok sayan, çevresindeki insanlara zarar veren "iletişim canavarları" ve bunların sebebiyet verdiği, sayısı giderek artan "iletişim kazaları" ile dopdolu...
İşimize, okulumuza gitmek, güzel bir güne başlayabilmek için her sabah güzel duygularla kalkıyor ve yola çıkıyoruz.. Peki; gün boyu eşimizden, dostumuzdan, komşularımızdan, iş yerinde iş arkadaşlarımızdan, bazen alışveriş yaptığımız mağazanın kasiyerinden, bazen de bindiğimiz otobüsün şoförü
Tükendi
Gelince Haber VerSağlıklı bir şekilde iletişim kuramayıp anlaşamıyor, uzlaşamıyor ve dahası paylaşamıyoruz!
Günlük hayatımızda bizleri derinden üzen, bazen kavgalara, küskünlüklere yol açıp bazen de mahkeme koridorlarına kadar uzanan sorunların kaynağı, iletişim zannettiğimiz konuşmalara ve yanlış yorumlamalara dayanıyor.
Çevremiz sadece konuşarak ve eteğindeki taşları dökerek karşısındakileri yok sayan ve çevresindeki insanlara âdeta züccaciye dükkânına giren fil edasıyla zarar veren "iletişim canavarları" ile dolu. Hâl böyle olunca “iletişim kazaları”nın yaşanması kaçınılmaz oluyor. Peki bu kazaların olmaması için neler yapılmalı?
TDK’ye göre “Duygu, düşünce veya bilgilerin akla gelebilecek her türlü yolla başkalarına aktarılması; bildirişim, haberleşme, komünikasyon” olarak tanımlanan iletişim, sizin lügatinizde ne anlama geliyor?