Bahtiyar’ı Kim Ağlattı

Bazen bir kitabın adından daha ötedir, Hayat. Satırların taşıyamayacağı kadar ağır, düşüncenin teskin edemeyeceği kadar derin... Toplumdan uzak insanlığa yakın ya da kocaman bir soru işaretidir insanı her şeyden alıkoyan. İsyankar bir suskunluk hali bir ucu mazide diğer ucu meçhulde olan. Meçhule giden Beyatlı gemisinin değil meçhule devinen bir düşüncenin ardından... Varoluş öyküsünün bir arayıştan ibaret olduğunu keşfeden insanın bu arayışta bulduklarıdır hayatı anlamlı kılan da. Sadece buldukları değildir elbet bulup kaybettikleri ve bulmayı hayal ettikleri de bu anlamın içerisinde bulur kendini. Bulunmuş, kaybedilmiş ve bulunması ihtimal olan her şeyin toplamından ibarettir hayat. Artılar, eksiler ve tahminlerle geçen bir matematik işleminin içinde olduğunu fark etmeden belki bunu bizzat fark ederek, çıkacak sonucun doğru ve yanlış olduğunu hesaplamadan yaşar insan. Hesaplar içinde ama hep hesaplardan uzak… Bu arayışı göze almış okuyucuların hayatı anlamlı kılmalarında Dr. Erhan Metin’in kaleminden ‘…ben de varım’ diye seslenen bir öykü kitabı daha; “bahtiyar’ı kim ağlattı?”