Kanallara hapsedilen bir ırmağın
Düşünü hayra yormak düştüğünden beri payima
Çok okuyup az yazdım.
Okudum. Yoruldum.
Okudum. Yoğurdum kendimi.
Sessizce içime aktı ırmaklar.
Bu yüzden dilim lal gözlerim mahzun.
Konuştum. Ama hal diliyle.
Sesimi çok az yürek duydu.
İçim kalabalıklar içinde bir tenhayken
Yudum yudum çoğalttım hüznü.
Tükendi
Gelince Haber VerSonrası...
İçimizi kaplayan derin boşluk...
Umutla yoğrulan bir hayat, yarına dair düşler, hayaller kayboldu. Geriye kör bir kurşun, soğuk beton, habersiz ve umarsız kalabalık, acı ve tutuşan bir anne yüreği kaldı güzel günlerden.
Bundan sonrası acı ve hüzün. Benden sonrası gözyaşı dedi hayat. Ölüm şehrin pervasızlığına aldırmadan yürüdü haya- tın kalbine.
Dar bir vakitti yaşadığımız. Omuzlarımızda hüznün ağır yükü vardı. Bakışlarımız esmer bir gölgeydi. Sesimiz, o her zaman türküler yakan sesimiz lal oldu sanki.
Sokaklar günlük telaşındaydı. Gökyüzü tutuşmuş yanıyordu. Duaya durduğumuz bir vakit sonrasıydı.
Senden sonrası bu şehre en çok yakışan simsiyah bir hüzündür. Kör karanlık. Acılar denizi. Yalnızlığın gözlerimizdeki derin boşluğu. Vurgun yemiş umutlar, senden sonrası... Senden sonrası gözyaşı, alıp başını kuytulara çekildi umut. Bulutlar ağladı yokluğuna.