Cumhuriyet Anayasacılığının Doğuşu

Anayasaların toplumun çeşitli kesimlerinin ilgisine mazhar olduğu bilinen bir gerçektir. Ülkemizde de anayasa kavramına yoğun bir ilgi duyulmaktadır. Bu ilginin belki de en belirgin şekilde tezahür ettiği örnekler, 1921 ve 1924 Anayasalarıdır. Bu iki anayasa, çeşitli siyasal akımlardan gündelik hayatın içerisindeki tartışmalara kadar geniş bir alanda konuşulmaktadır. Fakat her iki anayasayı karşılaştırmalı bir biçimde ele alan kapsamlı çalışmalar neredeyse yok denecek kadar azdır. Yıllardır süren çeşitli tartışmaların merkezinde yer almalarına karşın, 1921 ve 1924 Anayasaları üzerine akademik düzeyde bu kadar az inceleme yapılmış olması, gerçekten ender rastlanabilecek bir durumdur. Elinizdeki kitap bu boşluğu, bir nebze de olsa, doldurma amacıyla kaleme alınmıştır.
Bu çalışmada üç sorunun yanıtı aranmıştır. Cumhuriyet anayasacılığı ile meşrutiyet anayasacılığı arasında kopuş ve süreklilik açısından nasıl bir etkileşim vardır? Cumhuriyet anayasacılığı nasıl bir maddi zemin üzerinde, hangi politik, ideolojik ve hukuki yaklaşımlar doğrultusunda doğmuştur? 1921 ve 1924 Anayasaları arasındaki ilişki, bir devamlılık mıdır yoksa bir kopuşa mı işaret etmektedir?