Osmanlı İmparatorluğu`ndan devralınan göç meselesi, Türkiye Cumhuriyeti`nin kuruluşundan itibaren uluslaşma politikaları ve savaş kayıplarını telafi etme amacıyla merkeze alınmış, özellikle Balkanlar`dan gelen kitlelerle ülkenin demografik yapısı şekillenmiştir. II. Dünya Savaşı sonrasında küresel bir boyut kazanan kitlesel göç dalgaları, Türkiye`yi de etkilemiş, özellikle Bulgaristan`dan gelen Türk azınlığın dramı, ülkenin göçmenleri iskân ve topluma adapte etme konusundaki deneyimini artırmıştır. İşte bu tarihî birikimin üzerine, 14 Mayıs 1950`de iktidara gelen Demokrat Parti (DP) Dönemi (1950-1960), g&oum
Tükendi
Gelince Haber VerOsmanlı İmparatorluğu`ndan devralınan göç meselesi, Türkiye Cumhuriyeti`nin kuruluşundan itibaren uluslaşma politikaları ve savaş kayıplarını telafi etme amacıyla merkeze alınmış, özellikle Balkanlar`dan gelen kitlelerle ülkenin demografik yapısı şekillenmiştir. II. Dünya Savaşı sonrasında küresel bir boyut kazanan kitlesel göç dalgaları, Türkiye`yi de etkilemiş, özellikle Bulgaristan`dan gelen Türk azınlığın dramı, ülkenin göçmenleri iskân ve topluma adapte etme konusundaki deneyimini artırmıştır. İşte bu tarihî birikimin üzerine, 14 Mayıs 1950`de iktidara gelen Demokrat Parti (DP) Dönemi (1950-1960), göç olgusunu yeniden gündemine almıştır. Bu dönemde Türkiye; Bulgaristan, Yugoslavya, Yunanistan, Türkistan ve Macaristan`dan gelen, siyasi, ekonomik ve etnik zorluklarla mücadele eden göçmenlere kapılarını açmış; DP`nin yerleştirme politikaları, özellikle Doğu Türkistan`dan gelen Kazak Türklerinin adaptasyon süreci ve 1956 Macar İhtilali sonrası yaşanan göçlerin insani boyutu, bu dönemin Önemli konuları olmuştur. Bu çalışma, Türkiye`nin demografik yapısını etkileyen bu göç dalgalarının, göçmenlerin ekonomik, kültürel ve sosyal adaptasyonunu nasıl etkilediğini detaylıca inceleyerek, yakın tarihimizin bu önemli toplumsal meselesine ışık tutmaktadır.