Bizim civarda “go¨nlu¨ inanc¸lılar kardes¸ yaratılmıs¸tır” deyip kimse hanesini haremlik ve selamlık diye bo¨lmezdi. I·kilik hanede, devlette, cihanda ve Tanrı katında ugˆursuzdu. Ama ayrılmalıymıs¸ megˆer!
Emre Tas¸, Tuna kıyısındaki ku¨c¸u¨k bir kasabada bas¸layıp bu¨yu¨yen bir hika^ye anlatıyor. S¸eyh Bedreddin I·syanı’na katılanların soyundan gelen bir kadı, onun babasının mu¨ridi Sevindik Bey, bu beyin akıncı ogˆulları, gec¸imsiz torunları... Kanunları, fetvaları, bazen s¸as¸aası, bazen akla hayale sıgˆmayacak ku¨c¸u¨k hesaplarıyla Osmanlı...
Hayat ile memat arasındaki o belirsiz ve tedirgin edici nokta. I·ntikam ve bagˆıs¸layamama.
Kim kime du¨s¸man, kim kime dost? Kim kime Habil, kim kime
Tükendi
Gelince Haber VerBizim civarda “gönlü inançlılar kardeş yaratılmıştır” deyip kimse hanesini haremlik ve selamlık diye bölmezdi. İkilik hanede, devlette, cihanda ve Tanrı katında uğursuzdu. Ama ayrılmalıymış meğer!
Emre Taş, Tuna kıyısındaki küçük bir kasabada başlayıp büyüyen bir hikâye anlatıyor. Şeyh Bedreddin İsyanı’na katılanların soyundan gelen bir kadı, onun babasının müridi Sevindik Bey, bu beyin akıncı oğulları, geçimsiz torunları... Kanunları, fetvaları, bazen şaşaası, bazen akla hayale sığmayacak küçük hesaplarıyla Osmanlı...
Hayat ile memat arasındaki o belirsiz ve tedirgin edici nokta. İntikam ve bağışlayamama.
Kim kime düşman, kim kime dost? Kim kime Habil, kim kime Kâbil?
Eğer Ben Kâbil İsem, söylene söylene rivayete dönüşenleri, orada ölüp burada doğanları kayda geçiren büyülü bir roman: Tarihle menkıbenin, meddah hikâyeleriyle hatıraların kesiştiği yerde...