Kazandıran Nisan Kampanyası
Menü
Hesabım
Sepetim

Elif Diye Bir Türkü - Dilsiz Oyunu

Üretici Liste Fiyat
198,00
164,34
Yorum Yap
Listeye Ekle
4 Adet Stokta
Öne Çıkan Bilgiler

Yayınevimiz bu kez Mehmet Başaran’ın iki kitabını, Elif Diye Bir Türkü ile Dilsiz Oyunu’nu birlikte okurlara sunuyor.

Başaran öykülerinde daha çok Trakya yöresini, köyünü, köylüsünü ve onun siyasî ve ekonomik sistem tarafından sömürülüşünü konu ediniyor. Köylünün içinde bulunduğu güç koşulları gerçekçi bir anlayışla yansıtarak, köy insanının duygusunu, hayallerini, töresini, inancını, içine düştüğü yoksulluğu, toprakla ilişkisini çarpıcı bir biçimde veriyor. Trakya’nın doğasını şiirsel bir anlatımla betimleyen Başaran, yanı sıra köylüsünün ağzını, deyişlerini, deyimlerini de metnin içine alarak, öykücülüğümüze dil ve ifade zengiliği getiriyor.

Evet, yaşı yetmişi geçiyordu. Akranları çoktan Sarıtepe’yi boylamıştı. Eskisi gibi

Elif Diye Bir Türkü - Dilsiz Oyunu Hakkında Bilgiler
Yayınevi : Literatür Yayıncılık
Yazar : Mehmet Başaran
Barkod : 9789750408267
Boyut : 14x21
Sayfa Sayısı : 236
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Yılı : 2020
Cep Boy : Hayır

Tükendi

Gelince Haber Ver

Yayınevimiz bu kez Mehmet Başaran’ın iki kitabını, Elif Diye Bir Türkü ile Dilsiz Oyunu’nu birlikte okurlara sunuyor.

Başaran öykülerinde daha çok Trakya yöresini, köyünü, köylüsünü ve onun siyasî ve ekonomik sistem tarafından sömürülüşünü konu ediniyor. Köylünün içinde bulunduğu güç koşulları gerçekçi bir anlayışla yansıtarak, köy insanının duygusunu, hayallerini, töresini, inancını, içine düştüğü yoksulluğu, toprakla ilişkisini çarpıcı bir biçimde veriyor. Trakya’nın doğasını şiirsel bir anlatımla betimleyen Başaran, yanı sıra köylüsünün ağzını, deyişlerini, deyimlerini de metnin içine alarak, öykücülüğümüze dil ve ifade zengiliği getiriyor.

Evet, yaşı yetmişi geçiyordu. Akranları çoktan Sarıtepe’yi boylamıştı. Eskisi gibi çift süremiyor, kütük çıkaramıyordu. Kimi zaman yaşlılar kahvesinde bile, göçü gitmiş de gerilerde kalmış gibi duyuyordu kendini... Ama, içi gençlerden daha gençti. Ha deseler, dilsiz oyununda başı çekerdi. Madem ki kırlar ayağının dibine gelmişti, bu güzel kokuları ciğerlerine doldurabiliyordu, kendi rüzgarının önünde dilediği yere giderdi o... *Boşuna dırlanma Kuru Kamile, senin gibi ıh vay! ocak başlarında oturamam. Ayaklarım dilsiz oyununun tadına doyamadı daha... Yaz geceleri, kırda yattığımızda sana oynadığım oyunları düşün de, kes sesini... Varsın ‘kır domuz’, ‘deli hafız’, ‘koca pezevenk’ diye homurdansın ardımdan yüreği kurumuşlar...*

Kime neydi yaşından? Yazların geveze böceği saçları arasında cırlıyordu ya... Soluğu kesilmedikçe... Avucunu yalasındı ölmesini bekleyen mirasçılar.

Parmak uçlarından gelinböceklerini uçurarak yürüdü.

T-Soft E-Ticaret Sistemleriyle Hazırlanmıştır.