Ermiş, ne yu¨ksekten konuşur ne alçaktan bakar, tam göz hizasındadır. Ne ders verir ne akıl öğretir; yalnızca varoluşun derinliklerinde yu¨zmeye hazır olanlara, bir yön gösterir. Onun sözleri yargılamaz, yönlendirir; hu¨kmetmez, önerir; emretmez, işaret eder. Kimi zaman kutsal metinlerin yu¨ksek sesini hatırlatır kimi zaman da bir annenin dizinde başını dinlendiren çocuğun iç çekişini. Ermiş, du¨şu¨ncenin sessizliğiyle sezginin mu¨phemliği arasında bir eşikte dolaşır. Her bölu¨m, kendi içinde bu¨tu¨nlu¨klu¨ bir sorgudur.
İlk yayımlandığı 1923’ten bu yana yu¨zlerce dile çevrilen ve milyonl
Tükendi
Gelince Haber VerErmiş, ne yüksekten konuşur ne alçaktan bakar, tam göz hizasındadır. Ne ders verir ne akıl öğretir; yalnızca varoluşun derinliklerinde yüzmeye hazır olanlara, bir yön gösterir. Onun sözleri yargılamaz, yönlendirir; hükmetmez, önerir; emretmez, işaret eder. Kimi zaman kutsal metinlerin yüksek sesini hatırlatır kimi zaman da bir annenin dizinde başını dinlendiren çocuğun iç çekişini. Ermiş, düşüncenin sessizliğiyle sezginin müphemliği arasında bir eşikte dolaşır. Her bölüm, kendi içinde bütünlüklü bir sorgudur.
İlk yayımlandığı 1923’ten bu yana yüzlerce dile çevrilen ve milyonlarca okurun iç dünyasında iz bırakan Ermiş, dışarıdan gelen hiçbir sesin açıklayamayacağı kadar derin, karmaşık ve kişisel olanı; en sade haliyle gözler önüne seren bir dost, bir eşlikçi, belki de bir aynadır. Ermiş’in, sözlerinin ötesinde bıraktığı suskunluk, okuru konuşmaktan çok dinlemeye; kendini, hayatı, diğer insanları ve bütün bunların anlamını yeniden duymaya çağırıyor.