Yorum Yap
``Hiçbir şehir sadece taşla kurulmuyor. Ve hiçbir yıkım, sadece taşların yerinden oynamış olmasıyla ölçülmüyor.``
Binlerce yıl boyunca toprağın altında susan bir şehir...
Kimi zaman bir mozaikte fısıldadı adını, kimi zaman bir sütunun gölgesinde sakladı hafızasını.
Adı Germenicia`ydı.
Unutulmuştu.
Bu roman, sadece bir şehrin değil, aynı zamanda bir çağın, bir halkın bir ihtimalin ve bir felaketin romanı.
Antik Roma`nın doğu kolonilerinden Germenicia`da geçen bu öykü tarihsel gerçekliklerin üzerine örülmüş bir kurguyla, geçmişle bugünü birbirine bağlayan bir hafıza har
Tükendi
Gelince Haber Ver``Hiçbir şehir sadece taşla kurulmuyor. Ve hiçbir yıkım, sadece taşların yerinden oynamış olmasıyla ölçülmüyor.``
Binlerce yıl boyunca toprağın altında susan bir şehir...
Kimi zaman bir mozaikte fısıldadı adını, kimi zaman bir sütunun gölgesinde sakladı hafızasını.
Adı Germenicia`ydı.
Unutulmuştu.
Bu roman, sadece bir şehrin değil, aynı zamanda bir çağın, bir halkın bir ihtimalin ve bir felaketin romanı.
Antik Roma`nın doğu kolonilerinden Germenicia`da geçen bu öykü tarihsel gerçekliklerin üzerine örülmüş bir kurguyla, geçmişle bugünü birbirine bağlayan bir hafıza haritası çiziyor.
Bir yanda bilim adamları, yaklaşan felaketi haber veriyor...
Diğer yanda yönetici sınıf, sessizlikle hükmetmeyi seçiyor.
Ve halk, inançla inkâr arasında ikiye bölünüyor.
Germencia yalnızca depremlerle yıkılmadı.
İhmalle çürüdü.
İnkârla sustu.
Suskunlukla gömüldü.
Ve sonra...
Toprak çatladı.
Gazeteci Yener Atlı`nın kaleminden çıkan bu roman, sadece antik bir felaketi değil; aynı zamanda tarihin nasıl unutulduğunu, bir şehir nasıl sessizliğe gömülür ve hafıza nasıl yeniden ayağa kaldırılır, bunu anlatıyor.
``Çünkü hiçbir felaket sadece taşları yıkmaz.
Hafızayı da belleklere kazır.
Ve hiçbir hafıza sonsuza kadar susturulamaz.``
