Kazandıran Nisan Kampanyası
Menü
Hesabım
Sepetim

Gölgeden Akan Işık

Üretici Liste Fiyat
126,00
85,68
Yorum Yap
Listeye Ekle
6 Adet Stokta
Öne Çıkan Bilgiler

Gölgeden Akan Işık, Karadeniz’in puslu kentlerinden bozkırın solgunluğuna yayılan bir aydınlığın serüveni. Kurtuluş Savaşı yıllarında sıradan bir Kuvayı milliye yandaşlığından Mustafa Kemal’in yakınlarından biri olmaya uzanan bir yaşamın öyküsü. Anadolu aydınlarının kurtuluşa, cumhuriyete, devrimlere ilişkin tutumunu gerçekçi bir bakış açısıyla ortaya koyan bir roman. İbrahim Dizman, Kültür Bakanlığının Cumhuriyetin 7s. Yılı Roman Yarışmasında "Başarı Ödülü" alan bu ilk romanıyla, anlattığı dönemi nesnel ve gözlemlere dayanan bir bakışla irdeliyor. Karadeniz’in yakın tarihine, kuzeyin sessiz sakin kentlerinin kendi içindeki toplumsal

Gölgeden Akan Işık Hakkında Bilgiler
Yayınevi : Heyamola Yayınları
Yazar : İbrahim Dizman
Barkod : 9789756121672
Boyut : 14x20
Sayfa Sayısı : 173
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Yılı : 2008
Cep Boy : Hayır

Tükendi

Gelince Haber Ver

Gölgeden Akan Işık, Karadeniz’in puslu kentlerinden bozkırın solgunluğuna yayılan bir aydınlığın serüveni. Kurtuluş Savaşı yıllarında sıradan bir Kuvayı milliye yandaşlığından Mustafa Kemal’in yakınlarından biri olmaya uzanan bir yaşamın öyküsü. Anadolu aydınlarının kurtuluşa, cumhuriyete, devrimlere ilişkin tutumunu gerçekçi bir bakış açısıyla ortaya koyan bir roman. İbrahim Dizman, Kültür Bakanlığının Cumhuriyetin 7s. Yılı Roman Yarışmasında "Başarı Ödülü" alan bu ilk romanıyla, anlattığı dönemi nesnel ve gözlemlere dayanan bir bakışla irdeliyor. Karadeniz’in yakın tarihine, kuzeyin sessiz sakin kentlerinin kendi içindeki toplumsal ve siyasal kargaşasına büyüteç tutan Gölgeden Akan Işık’ta, Mustafa Kemal de bir roman kahramanı olarak yerini alıyor: "Hamidiye kruvazörünün güvertesinden, kıyıda sallanan binlerce çift ele, ayağa kalkmış neredeyse yürüyecek izlenimi veren kente bakan Mustafa Kemal, içinde incecik bir sizi duydu. Sıcakta gittikçe ağırlaşan kalpağını çıkarıp saçlarını sıvazladı. Bir görevli koşarak geldi ve kalpağı aldı, saygıyla çekildi. İnce, uzun parmakları yaka düğmesine uzandı; lacivert kravatını gevşetti, bir düğme açtı. Bir tutam saç, alnını yalayıp deniz rüzgârında savruldu. Bir sigara istedi hemen ardındaki görevliden. Vapur kıyıdan açıldıkça kent giderek küçülüyor, daralıyor, kentin yaslandığı tepe büyüyordu. Dağlar daha bir belirginleşiyor, yeşil bir ufuk çizgisi çerçeveliyordu her yanı. Tepenin üzerine oturmuş bir tutam bulut rüzgâra direniyor, efil efil ufalanıyor ama dağılmıyordu. Yeşile kesmiş tepe, neredeyse bulutu da gökyüzünü de yeşile boyayacakmış gibi arsız, uzanıyordu göğe doğru. Cumhurbaşkanlığında henüz bir yılını bile tamamlamamış olan Mustafa Kemal, Karadeniz kentlerinin bu görüntüsünün her zaman ince bir sızıya eşlik ettiğini düşündü. Tanımlanamaz bir sizi. Nedenini bulamadı yine. Trabzon’da da aynı sızıyla geçmişti caddeleri. Karmaşık duyguların harmanladığı yüreğinden akıp gelen tümcelerine de bulaşmıştı bu sizi.

T-Soft E-Ticaret Sistemleriyle Hazırlanmıştır.