Zamanın döngüsünde, bir kalp atışı kadar kısa ama bir ömür kadar derin mısralar…
Seydi Türkeri, “Hangi Mevsimdi Gözlerin” ile okuru hem kendi iç yolculuğuna hem de insanlığın ortak kalbine davet ediyor.
Toprak kokan gözlerden, Leyla’nın saçlarına düşen rüzgâra; Gazze’nin çığlığından, Eylül’ün hüzünlü vedalarına kadar her şiir bir sükûtun yankısı, bir duanın dili, bir kalbin izidir.
Bu dizelerde aşk, sadece bir sevda değil, bir varoluş biçimidir.
Yalnızlık, bir sığınak; zaman, bir öğretmen; ölüm ise hayatın yankısı.
Tükendi
Gelince Haber VerZamanın döngüsünde, bir kalp atışı kadar kısa ama bir ömür kadar derin mısralar…
Seydi Türkeri, “Hangi Mevsimdi Gözlerin” ile okuru hem kendi iç yolculuğuna hem de insanlığın ortak kalbine davet ediyor.
Toprak kokan gözlerden, Leyla’nın saçlarına düşen rüzgâra; Gazze’nin çığlığından, Eylül’ün hüzünlü vedalarına kadar her şiir bir sükûtun yankısı, bir duanın dili, bir kalbin izidir.
Bu dizelerde aşk, sadece bir sevda değil, bir varoluş biçimidir.
Yalnızlık, bir sığınak; zaman, bir öğretmen; ölüm ise hayatın yankısı.
Ve her kelime, insanın kendi gölgesine tutulan bir aynadır.
“Hangi Mevsimdi Gözlerin”, bir mevsimin değil, bir ömrün şiiridir.
Okuyucu, her sayfada hem kendini hem de insana dair kaybolan bir sıcaklığı bulacaktır.