XVIII. yüzyıl divan şairi ve nasiri Urfalı Ömer Nüzhet, İstanbul’da Haremeyn kisedarlığı göreviyle kâtiplik yaptığı yıllarda Nakşî şeyhi Dülger-zâde Şeyh Rızâ Efendi’ye intisap etmiş, manzum ve mensur eserler kaleme almış şahsiyetlerden biridir. Nüzhet’in yazdığı eserlerden biri de İksîrü’l-Muhabbe’dir. Sevgi iksiri/ilacı anlamına gelen eser, Arapçada kullanılan kırk bir adet vecize, kelam-ı kibar gibi kalıplaşmış söz ve ibarenin Farsça kısa izahları ile Türkçe tasavvufî açıklamalarını/şerhlerini konu almaktadır. Farsça ve Türkçe şahit beyitlerle akıcılı
Tükendi
Gelince Haber VerXVIII. yüzyıl divan şairi ve nasiri Urfalı Ömer Nüzhet, İstanbul’da Haremeyn kisedarlığı göreviyle kâtiplik yaptığı yıllarda Nakşî şeyhi Dülger-zâde Şeyh Rızâ Efendi’ye intisap etmiş, manzum ve mensur eserler kaleme almış şahsiyetlerden biridir. Nüzhet’in yazdığı eserlerden biri de İksîrü’l-Muhabbe’dir. Sevgi iksiri/ilacı anlamına gelen eser, Arapçada kullanılan kırk bir adet vecize, kelam-ı kibar gibi kalıplaşmış söz ve ibarenin Farsça kısa izahları ile Türkçe tasavvufî açıklamalarını/şerhlerini konu almaktadır. Farsça ve Türkçe şahit beyitlerle akıcılık kazandırılan İksîrü’l-Muhabbe, ahlâkî güzel sözlerin şerhi türünde bir eserdir.