Yorum Yap
“Türkiye’nin 55 yıllık girdisinin çıktısının yeminli canlı bir şahidiyim, hem yalnız şahidi mi? Değil… Sanığıyım, mahkumuyum ve davacısıyım” diyen Apê Musa’nın yoldaşı Hüseyin Aykol, söz Musa Anter’den açılınca her defasında “Keşke Apê Musa’yla daha fazla vakit geçirseydim” diye hayıflanır.
Biz Apê Musa ve basın şehitlerinin izinde gidenler de 30 yıllık Özgür Basın’ın kurucularından hayattaki neferi, üretkeni; eş genel yayın yönetmenliğinden muhabirliğe, editörlükten okur temsilciliğine, eğitmenlikten yazarlığa kadar her aşamada ter döken, cezaevlerindeki hemen h
Tükendi
Gelince Haber Ver“Türkiye’nin 55 yıllık girdisinin çıktısının yeminli canlı bir şahidiyim, hem yalnız şahidi mi? Değil… Sanığıyım, mahkumuyum ve davacısıyım” diyen Apê Musa’nın yoldaşı Hüseyin Aykol, söz Musa Anter’den açılınca her defasında “Keşke Apê Musa’yla daha fazla vakit geçirseydim” diye hayıflanır.
Biz Apê Musa ve basın şehitlerinin izinde gidenler de 30 yıllık Özgür Basın’ın kurucularından hayattaki neferi, üretkeni; eş genel yayın yönetmenliğinden muhabirliğe, editörlükten okur temsilciliğine, eğitmenlikten yazarlığa kadar her aşamada ter döken, cezaevlerindeki hemen hemen her siyasi tutsakla mektuplaşan ve içeriden dışarıya yegâne kesintisiz bağ olan ahde vefa örneği Hüseyin abimizden Özgür Basın’ın bin bir emekle yaratılan ilkelerini öğrendik.
İşte elinizdeki bu kitap sadece Hüseyin abinin değil aynı zamanda 30 yıllık Özgür Basın’ın da gayriresmi biyografisidir. Okuduğunuzda, şu an Türkiye ve yurtdışında emek veren, savaş meydanlarında hakikatin izinde canları pahasına hiçbir çıkar gözetmeden sizlere sadece gerçeği aktarmanın gayretini taşıyanlarda bir parça Hüseyin Hoca’yı göreceksiniz. “Sizleri keşke daha fazla tanısaydım” demek istemiyorsanız elinizdeki bu kitapla başlayabilirsiniz.
