“Sözcüğün geleneksel anlamında ilkeller, gündelik yaşamda olan bitenleri doğaüstü gibi görünenlerden çok net bir şekilde ayırmakla birlikte konuşurken bunları asla birbirlerinden ayırmazlar. Bu insanlar için “imkânsız” diye bir şey yoktur. Bizim mucize olarak nitelendirdiğimiz şeyi sıradan bir şey olarak kabul ederler. Bu olay onları genellikle duygulandırır ancak hiçbir zaman şaşırtmaz. İlkel insanlar kendilerini şaşırtan olayları tanrı ve benzeri varlıklarla değil görünmez güçlerin eylemleriyle ilişkilendirirler. Giriştikleri işlerde başarılı ya da başarısız olmalarını, topluluğun refahı ya da talihsiz
Tükendi
Gelince Haber Ver“Sözcüğün geleneksel anlamında ilkeller, gündelik yaşamda olan bitenleri doğaüstü gibi görünenlerden çok net bir şekilde ayırmakla birlikte konuşurken bunları asla birbirlerinden ayırmazlar. Bu insanlar için “imkânsız” diye bir şey yoktur. Bizim mucize olarak nitelendirdiğimiz şeyi sıradan bir şey olarak kabul ederler. Bu olay onları genellikle duygulandırır ancak hiçbir zaman şaşırtmaz. İlkel insanlar kendilerini şaşırtan olayları tanrı ve benzeri varlıklarla değil görünmez güçlerin eylemleriyle ilişkilendirirler. Giriştikleri işlerde başarılı ya da başarısız olmalarını, topluluğun refahı ya da talihsizliği, topluluk üyelerinin yaşamı ve ölümünü hep bu etraflarını kuşatan sayılamayacak kadar çok güce, “ruha”, etkiye, üzerlerinde baskı kuran görünmez kuvvetlere bağlarlar. Bunlar onların yazgısını belirleyen temel güçlerdir. Özetle sürekli bir şekilde kendi zihinlerinde canlandırdıkları ve korktukları doğaüstünü doğanın bir parçası olarak kabul ettikleri söylenebilir.”
Antropolojinin kurucu isimlerinden Lucien Lévy-Bruhl ilkel toplumlara ilişkin bu genel sunum ve odaklandığı temel meselenin ardından, “görünmez güçleri çalışmamın merkezine yerleştirerek ilkel insanların ‘doğaüstünü’ zihinlerinde nasıl canlandırdıklarını, sürekli bir şekilde kişi ya da ait olduğu grubun başına gelenlerden nasıl sorumlu tuttuklarını, günün her anında mevcudiyet ve eylemlerinden korktukları her türlü gizli güç ve etkilere karşı nasıl bir tavır takındıklarını belirlemeye” çalışmaktadır.