*İnançsızlar ve ahlaksızlar mantığı hiçe saymış, insanları gerçeklerden uzaklaştırmaya çalışmış ve sanatı kısır bir döngü içine bırakmışlar ve yalnızca bireysel çıkarları karşılayabilecek bir sanat yapmaya yönelmişlerdir. Oysa sanat ancak insanlara ve dünyaya faydalı olarak gerçekliğini kanıtlayabilir.* diyen Tolstoy, mülkiyeti ve kiliseyi reddederek dini, yalın bir ahlak öğretisi olarak yorumlamış, sanat görüşünü de bu çerçevede yeniden şekillendirmiş. İnsan Ne İle Yaşar, Tolstoy’un ahlak öğretisinin bir çeşit izdüşümü.
Hüseyin Karaca’nın Sonsözüyle
Tükendi
Gelince Haber Verİnsan Ne ile Yaşar, insan ruhunun en temel sorularına sade ama derin bir bakış sunan eşsiz bir eserdir. Bu kısa hikâye, bir melek olan
Mikailʼin, Tanrıʼnın insanlara neyin bağışlandığını anlamak için yeryüzüne gönderilişiyle başlar. Tolstoy, Mikailʼin insan hayatına
karışarak sevgi, merhamet ve varoluşun anlamı üzerine keşfettiği hakikatleri, masalsı bir anlatımla işler. İnsanın hayatta kalma
mücadelesi, fedakârlık ve ahlaki değerler üzerine evrensel bir sorgulama sunar.
Tolstoyʼun insan doğasına ve maneviyata dair felsefi görüşlerini yansıtan hikâyeleri, insanın maddi dünyadan çok daha öte bir şeyle,
sevgiyle ve birbirine duyduğu bağlılıkla yaşadığını vurgular. Mikailʼin karşılaştığı farklı insan hikâyeleri, bencillikten uzak bir yaşamın
ve içten bir merhametin gücünü gözler önüne serer. Tolstoy, bu eserinde, hayatın anlamını arayan herkese hitap eden zamansız bir mesaj sunar: İnsan, sevgiyle yaşar.