Kitle iletis¸im araçlarının ve bilis¸im sistemlerinin etkinlik alanlarının genis¸lemesi ile kis¸isel verilerin çes¸itliligˆi ve dolas¸ımı önemli ölçüde artmıs¸tır. Hayatımızın hemen her alanına ilis¸kin olan kis¸isel verilerin hukuk düzeni tarafından korunması, içinde bulundugˆumuz ve bilis¸im çagˆı olarak ifade edilen bu dönemde oldukça önemlidir. Ülkemizde bu korumanın sagˆlanması adına digˆer hukuk dallarının yanı sıra temel hak ve özgürlüklerin etkili koruma yollarından biri olma özelligˆini sürdüren ceza hukukuna da bas¸vurulmaktadır.
Bu eserin konusu ise kis¸isel
Tükendi
Gelince Haber VerKitle iletişim araçlarının ve bilişim sistemlerinin etkinlik alanlarının genişlemesi ile kişisel verilerin çeşitliliği ve dolaşımı önemli ölçüde artmıştır. Hayatımızın hemen her alanına ilişkin olan kişisel verilerin hukuk düzeni tarafından korunması, içinde bulunduğumuz ve bilişim çağı olarak ifade edilen bu dönemde oldukça önemlidir. Ülkemizde bu korumanın sağlanması adına diğer hukuk dallarının yanı sıra temel hak ve özgürlüklerin etkili koruma yollarından biri olma özelliğini sürdüren ceza hukukuna da başvurulmaktadır.
Bu eserin konusu ise kişisel verilerin korunmasına yönelik ihdas edilen suç türlerinden biri olan ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 136. maddesinde düzenlenen kişisel verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçudur. Eserde; belirtilen suç (TCK m.136/1-2) suç genel teorisi çerçevesinde ele alınmış, suçun maddi ve manevi unsurları itibariyle aydınlatılması açısından oldukça önemli olan “kişisel veri” ve “hukuka aykırılık” kavramları detaylı bir şekilde irdelenmiş olup bu kapsamda öğretide ileri sürülen görüşlere yer verilmiştir. Bununla birlikte suç, yüksek yargı kararları ışığında analiz edilmiş olup mevzuat ve uygulama noktasında karşılaşılan sorunlara çözüm önermeye gayret edilmiştir.