*Vardım, Varım, Varolacağım!*
Rosa Luxemburg
Rosa Luxemburg politik solun ve devrimci sosyalist düşünce evreninin önde gelen eyleyicilerinden biridir.
Rosa bir düşünürden daha fazlasıydı, çünkü tarih ve burjuvazi karşısında devrimci bir ayıraçla konumlandırdı kendini. Kadınların muhalif dünyadaki kararlılıkları ve mücadeleleri bizzat onun sesinden işitildi.
Mücadeleci, açık sözlü, uzlaşmaz, yetenekli, üretkendir… Mahkemelerde yargılanan değil, yargılayandır… Birçok devrimci gibi kaç kere tutuklandıysa da hapishaneler *ödünsüz devrimci*liğini (Trotskiy) engelleyememiştir … Yeni bir dünya kurma coşkusunu hiç yitirmeyen coşkulu bir kadındır Rosa... Görev insanıdır…
Rosa, O bütün dünya solunun ve devrimcilerinin
Tükendi
Gelince Haber VerRosa Luxemburg, 1919 yılında nazilerin ilham kaynaklarından Freikorps adlı özel devlet gücü tarafından (Karl Liebknecht’le birlikte) Berlin`de öldürüldüğünde 47 yaşındaydı.
Kadınların siyasal hayatta yok sayıldığı, seslerine kulak verilmediği 20. yy başlarında, geniş yankılar yaratan fikirleriyle sahneye çıktığında, etkili bir teorik ve siyasal figür hâline gelmiştir. Hem teorik derinliği hem de siyasal kararlılığıyla, sadece kendi çağının değil, sonraki kuşakların düşünsel dünyasında da silinmesi zor izler bırakmıştır.
Tartışmaya açtığı fikirler ve nihayet ardında bıraktığı entelektüel mirasla, Marksist teoriye önemli katkılar sunmanın yanı sıra, kendinden sonra gelişen teorik ve siyasal mücadelelerin içeriğini de etkilemiştir.
Dünya solunun farklı damarları üzerinde hâlâ hissedilen güçlü bir etkisi vardır.
Devrimci ruhuna ve fikirlerine eşlik eden doğa sevgisi, sanata ilgisi, bilimle derinlikli ilişkisi ve insanlarla kurduğu içten ilişkiler, Rosa Luxemburg’un çok yönlü ve bütünlüklü kişiliğini göstermektedir.
Kate Evans’ın yazıp resimlediği Kızıl Rosa, Rosa Luxemburg’un sıra dışı hayatının sadece teorik ve siyasal kısmını anlatmakla yetinmiyor. Onun devrimci kararlılığı kadar, aşklarındaki tutkusunu, duygusal dünyasını, insanî özelliklerini de yansıtan etkileyici bir yaşam öyküsü sunmaktadır.
Kızıl Rosa’nın, Marksist düşüncenin en parlak zihinlerinden biri olan Rosa Luxemburg’un hayatını, mücadelesini ve kişisel dünyasını kapsamlı olarak öğrenmek isteyenler için etkileyici bir başlangıç olacağını umuyoruz.
“Rosa Luxemburg, solun bütün renklerinden herkesin kızı, kardeşi-arkadaşı-sevgilisi, siyasal meseleleri tartışabileceği ve ‘teklifsizce’ yârenlik edebileceği Rosası’dır.”