Menü
Hesabım
Sepetim

Klasik Türk Şiirinde Zühd

Üretici Liste Fiyat
690,00
572,70
Yorum Yap
Listeye Ekle
9 Adet Stokta
Öne Çıkan Bilgiler

İslam’ın mistik tarafını vurgulayan ve H. III. yüzyıldan itibaren müstakil bir ilim olarak varlığından söz ettirmeye başlayan tasavvuf, Hakk’ın rızasına vasıl olmak isteyen insanın manevî/ahlakî/ruhî yönünü terbiye ederek onun erginleşip varlığının bilincine hâsıl olmasını sağlayan bir eğitim metodudur. Tasavvufta; kâmil bir mürşidin yönlendiriciliğinde manevî bir yolculuğa çıkan sâlik, seyr ü sülûk denilen eğitim serüveninde türlü makamlardan geçerek Cenâb-ı Hakk’ın kendisine bahşettiği bireysel tecrübeye dayalı birtakım his ve heyecanlar yaşar. Sâl

Klasik Türk Şiirinde Zühd Hakkında Bilgiler
Türü : Şiir
Kapak : Ciltsiz
Sayfa Sayısı : 528
ISBN : 9786255680778
Basım Yılı : 2025
Kağıt Tipi : 2. Hamur

Tükendi

Gelince Haber Ver

İslam’ın mistik tarafını vurgulayan ve H. III. yüzyıldan itibaren müstakil bir ilim olarak varlığından söz ettirmeye başlayan tasavvuf, Hakk’ın rızasına vasıl olmak isteyen insanın manevî/ahlakî/ruhî yönünü terbiye ederek onun erginleşip varlığının bilincine hâsıl olmasını sağlayan bir eğitim metodudur. Tasavvufta; kâmil bir mürşidin yönlendiriciliğinde manevî bir yolculuğa çıkan sâlik, seyr ü sülûk denilen eğitim serüveninde türlü makamlardan geçerek Cenâb-ı Hakk’ın kendisine bahşettiği bireysel tecrübeye dayalı birtakım his ve heyecanlar yaşar. Sâlikin, çıktığı bu yolda kişisel çabası neticesinde ikâmet ettiği makamlardan biri de en genel tanımıyla “kişinin dünyaya ve dünya nimetlerine sırt çevirmesi yani Hak dışındaki hiçbir şeye meyl etmemesi” anlamına gelen zühd telakkisidir. Emevîlerin dünya, iktidar, lüks ve eğlence hırsına tepki olarak ortaya çıkan zühd, bireyin dinî yaşayışının şekillenmesine tesir edip ona kâinata, varlıklara, dünyaya, ahirete vs. karşı nasıl bir tutum sergilemesi gerektiğinin bilincini kazandıran bir anlayıştır. İslamiyet çatısı altında gelişen Arap, İran ve Türk edebiyatlarının müşterek unsurlarından biri olan zühd kavramı, Türk edebiyatında başlangıçta müspet bir anlamda ele alınırken bilhassa İran mutasavvıflarının ve şairlerinin etkisiyle yeni bir anlam sürecine girerek menfî bir mahiyet kazanmıştır. Fars şairlerin harâbâtî kavramlara şiir dilinde bazı sembolik anlamlar yüklemesiyle beraber zühd mefhumu, zaman içerisinde zahirî yani şeklen icra edilen dinî bir yaşantıyı karşılayacak şekilde ele alınmıştır. Fars şiirinin etkisinde gelişen klasik Türk şiirinde de zühd olumlu anlamının yanında genel olarak menfi/olumsuz anlamıyla karşımıza çıkmaktadır. Bu kitapta zühd kavramının muhtelif din ve inanç sistemleri ile İslam ve tasavvuf bağlamındaki gelişimi ele alınmış, zühdün klasik Türk şiirinde nasıl değerlendirildiği üzerinde durulmuştur. Osmanlı coğrafyasında yaşamış kırk şairin divanları ile sınırlandırılan çalışmada, şairlerin zühde dair bakış açıları, zühd ile ilişkili kavramların doğrudan veya dolaylı olarak çeşitli söz ve söz öbekleri ile ilişkilendirilerek müspet ve menfî manada nasıl yorumlandığı ve klasik Türk şiirinde zühdün birtakım sembollerle nasıl somutlaştırıldığı değerlendirilmiştir. Ayrıca zühd anlayışını merkeze alan gösterişçi ve dindar bir yaşam şeklini benimseyen zâhid tipinin divanlarda öne çıkan özellikleri tasnif edilerek zâhidin, rind tipiyle mukayesesi yapılmıştır.

T-Soft E-Ticaret Sistemleriyle Hazırlanmıştır.