Köroğlu!.. Altında harikulade bir at bulunan ve kılıcını büyük bir maharetle kullanan bu adam, hiçbir şeyden korkmuyor, hiçbir şeyden yılmıyordu. Bolu Beyi’nin onu ölü veya diri ele geçirmek için başvurduğu çarelerin hiçbiri fayda vermemişti. Bu vaziyet karşısında Bolu Beyi, Köroğlu’nu adamları arasına almayı planlamıştı. “Böyle kılıcı dönmez, müthiş at kullanan bir adama malik olursam gayri sırtım yere gelmez.” diye düşünmüş, el altından ona haberler göndermişti. Fakat Köroğlu, bütün bu teklifleri şiddetle reddetmiş ve ölünceye kadar zalim derebeyinin düşmanı olduğunu söyle
Tükendi
Gelince Haber VerHâlbuki hayat, hiçbir zaman güneşin batışı ile bitmez!
Günün birinde Deli Yusuf, bir kır tay yüzünden Bolu Beyi’nin emriyle gözlerinin oyulacağını öğrendi.
Deli Yusuf, o gün karanlığa gömüldü gömülmesine lakin onun için hayat, hiçbir zaman güneşin batışı ile bitmezdi. Deli Yusuf için bir daha güneş doğmayacak, sonsuz karanlıkta bir başına kalacaktı ki kır atı imdadına yetişti. Artık Deli Yusuf, hapsolduğu karanlığın içerisinde kendisine ve biricik oğluna yol gösterecek bir ışık kaynağına sahipti.
Deli Yusuf’un oğluna Köroğlu denildi. Çamlıbel’de hüküm süren Köroğlu, devrin tüm yiğitlerinden farklı bir ışığın altında yetişmişti. Onun gibi kuvvetli, zeki, gözü kara bir yiğit; hiçbir yerde görülmemiş, işitilmemişti. Bir narası ile yeri göğü ile titretir, bakışları ile düşmanın yüreğini delip geçerdi. Kır atı, yanına aldığı Ayvaz’ı ve diğer tüm yiğit dostlarıyla birlikte Köroğlu; dağların, ovaların hâkimiydi. Bu yiğitler, bir tek aşk belasına yenilirlerdi…
Köroğlu’nun oğlu Hasan da aşk belası yüzünden yollara düştü. Bir güzelin aşkıyla iki bin kişilik orduya tek başına karşı koydu.
Murat Sertoğlu’nun etkileyici ve akıcı anlatımıyla Köroğlu; sizi, çelik gibi bileklerinin gerisinde pamuk gibi kalpler taşıyan yiğitlerin maceralarına ortak ediyor!..
Benden selam olsun Bolu Beyi`ne,
Çıkıp şu dağlara yaslanmalıdır,
At kişnemesinden, kalkan sesinden,
Dağlar dile gelip seslenmelidir.