Tu¨rk ve Bizans tarihine odaklanan akademisyenler, uzun yıllar boyunca özellikle dil bariyeri nedeniyle birbirlerinin araştırmalarından ve birincil kaynaklardan yeterince yararlanamadılar. Ancak bu kaynaklar nihayet karşılaştırıldığında, dinler arası evlilikler, Tu¨rkçe konuşan Hristiyanlar ve Yunanca konuşan Mu¨slu¨manlar gibi olgular, kimliklerin ne kadar akışkan ve çok katmanlı olduğunu gözler önu¨ne serdi.
Fransız tarihçi Michel Balivet, yirmi yılı aşkın araştırmalarının birikimiyle, Bizans’tan Selçuklu’ya ve Osmanlı’ya uzanan geniş bir tarihî su¨reklilik içinde Tu¨rk-Bizans ilişkilerini derinlemesine inceliyor. Bizans İm
Tükendi
Gelince Haber VerTürk ve Bizans tarihine odaklanan akademisyenler, uzun yıllar boyunca özellikle dil bariyeri nedeniyle birbirlerinin araştırmalarından ve birincil kaynaklardan yeterince yararlanamadılar. Ancak bu kaynaklar nihayet karşılaştırıldığında, dinler arası evlilikler, Türkçe konuşan Hristiyanlar ve Yunanca konuşan Müslümanlar gibi olgular, kimliklerin ne kadar akışkan ve çok katmanlı olduğunu gözler önüne serdi.
Fransız tarihçi Michel Balivet, yirmi yılı aşkın araştırmalarının birikimiyle, Bizans’tan Selçuklu’ya ve Osmanlı’ya uzanan geniş bir tarihî süreklilik içinde Türk-Bizans ilişkilerini derinlemesine inceliyor. Bizans İmparatorluğu’nun ardından Osmanlı, bölgenin yeni müessir kudreti olarak yükselmiş olsa da Balivet, Bizans kültürünün tesirinin bir anda silinmediğini, bilakis Osmanlı medeniyetinin dokusuna nüfuz ettiğini ortaya koyuyor. Dilsel etkileşimlerden felsefî karşılaşmalara, mistik temastan kültürel senteze uzanan bu zengin temas ağı, Balivet’nin çalışmasında medeniyetlerin birbirini dönüştürme biçimlerine dair etkileyici bir perspektifle ele alınmaktadır.