Yorum Yap
İçinde yaşadığımız otoriter sistem ve maruz kaldığımız baskılar, LGBTİ+’lar olarak var olmayı, görünür olmayı, sürdürülebilir bir aktivizmi ve hak savunuculuğunu her geçen gün zorlaştırmakta. Tüm bu şartlara rağmen şiddetsiz bir dünya tahayyülüyle, şiddetin her türlüsüne ses çıkararak ve temel haklara erişimde eşitliği savunarak ayrımcılıkla, nefretle sarmalanmış yaşamlarımızda olabildiğince güvenli alanlar oluşturuyoruz. Peki, sivil toplum örgütleri, hak talebinde bulunan kurumlar veya bağımsız aktivistler olarak bu mücadeleyi sürdürülebilir kılmak ve çalıştığımız ortamlarda barışı sağlamak iç
Tükendi
Gelince Haber Verİçinde yaşadığımız otoriter sistem ve maruz kaldığımız baskılar, LGBTİ+’lar olarak var olmayı, görünür olmayı, sürdürülebilir bir aktivizmi ve hak savunuculuğunu her geçen gün zorlaştırmakta. Tüm bu şartlara rağmen şiddetsiz bir dünya tahayyülüyle, şiddetin her türlüsüne ses çıkararak ve temel haklara erişimde eşitliği savunarak ayrımcılıkla, nefretle sarmalanmış yaşamlarımızda olabildiğince güvenli alanlar oluşturuyoruz. Peki, sivil toplum örgütleri, hak talebinde bulunan kurumlar veya bağımsız aktivistler olarak bu mücadeleyi sürdürülebilir kılmak ve çalıştığımız ortamlarda barışı sağlamak için nasıl araçlara ihtiyacımız var?
Kaos GL Dergisi’nin 185. sayısında, çalıştığımız alanlarda barışı sağlamak için hangi araçlara ihtiyaç duyduğumuzu, nasıl mekanizmalar üretebileceğimizi ve gerekli politikalarla mekanizmaları tartışmaya açıyoruz. “Sürdürülebilir, şiddetsiz bir savunuculuk ve örgütlenme için nasıl araçlara ihtiyacımız var? Daha kapsayıcı ve adil bir çalışma ortamını nasıl destekleriz? Kurumsallaşma sivil toplum için ne ifade ediyor?” soruları ve çok daha fazlasına yanıtlar aradık.
