Demirtaş, kendi tarzını ve imgelemini yakalamış bir şair. Şiirleri genellikle, “çatısını gökkubbeye işleyen sütun bacaklı, yaralı bir tarih”ten geliyor. Usta, acemi, derin, dervişane ve sığ geliyor. Acının ve doğanın vicdanına tünemeyi seviyor bu şiirler. “Yaralarıyla sevişen, harfleri hükümsüz şiirlerin çobanı” demek geliyor içimden. Kimdir, neyin nesidir, “kaç masalın yetimidir” bilmiyorum...
Okuduğumda, sesini iç acılarına soğuran kemirilmiş zamanlar uyanıyor içimde; kırımdan arta kalan bin dilli evler, bin yıllık çınarlar, hercai kuşlar…
Bu kitapta güçlü
Tükendi
Gelince Haber VerDemirtaş, kendi tarzını ve imgelemini yakalamış bir şair. Şiirleri genellikle, “çatısını gökkubbeye işleyen sütun bacaklı, yaralı bir tarih”ten geliyor. Usta, acemi, derin, dervişane ve sığ geliyor. Acının ve doğanın vicdanına tünemeyi seviyor bu şiirler. “Yaralarıyla sevişen, harfleri hükümsüz şiirlerin çobanı” demek geliyor içimden. Kimdir, neyin nesidir, “kaç masalın yetimidir” bilmiyorum...
Okuduğumda, sesini iç acılarına soğuran kemirilmiş zamanlar uyanıyor içimde; kırımdan arta kalan bin dilli evler, bin yıllık çınarlar, hercai kuşlar…
Bu kitapta güçlü şiirler çoğunlukta. Tüm şiirleri güçlü olan şair de yok yeryüzünde. İlk kitap olarak güzel. Ben severek okudum. Benim şiirlerimde Nazım, Ahmet Arif ve Enver Gökçe etkisi var. Demirtaş`ta yok. Kendine özgü bir tarzı var şairin. Nerde okusam haa bu Cafer`indir diyebilirim. Bu önemli bir nokta...
Muzaffer Oruçoğlu
Cafer Demirtaş, yazdığı şiirlere kendi damgasını vurmuş, sesini bulmuş, şiir dilini oluşturmuş, özgün olabilmeyi başarmıştır. Başkaları için erken kalkıp, kendisi için geç kalmış da olsa, bu nitelikli kitabıyla aradaki mesafeyi kapatacak, hakettiği yere gelecektir.
Demirtaş`ın şiiri, mitolojik motiflerle bezenmiş, duygu yoğunluklu, okunduğunda kişiyi hemencecik sarmalına alan, düşsel bir dünyaya taşıyan, sarsan, onun ruhunu kuşatan, sorgulayan, devrimci duyarlığın şiiridir. İçlidir çok, ince ve içtendir. İç çeker ve derinlerden gelir sesi soluğunun. Kimileyin direnç ve coşku, kimileyin umut ve düş kırıklığı, kimileyin de ince hüznün elvan imgelerle donanmış sessiz bir isyan çığlığıdır.
Acılardan süzülmüş bilinç birikiminin, yaşam deneyiminin, güçlü gözlemin yarattığı çeşitli çağrışımların renkli ışıltılarıdır onlar. Yaşanmışlıktan kaynaklanan içtenlik ve organik bir bütünsellik taşırlar. Yani, insana elini vicdanına koydurur bu şiirler. Öyleyse daha ne olsun?
Ozan Telli