Mizora, tarihin ilk *tam* feminist u¨topyası. Mary Bradley Lane, bu c¸alıs¸masıyla kendinden o¨nceki feminist u¨topya denemelerinden fazlasını gerc¸ekles¸tirmis¸, edebi^ ve du¨s¸u¨nsel gu¨cu¨nu¨n yanında kurgusal bu¨tu¨nlu¨gˆu¨ olan bir eser meydana getirmis¸tir.
Bradley Lane bize erkeklerin olmadıgˆı bir cogˆrafyanın, kadınların kendi kendine u¨reyebildigˆi ve kendi medeniyetlerini kurdugˆu bir toplumun anlatısını sunar. Siyasi bir kac¸ak olan prensesin, kac¸arken Kuzey Kutbu civarında bu kadınlar toplulugˆunu go¨rmesiyle birlikte, yazar bizi kadınlar u¨topyasının derinliklerine davet eder.
Bu tema, feminist yazınıyla az c¸ok bagˆı olan c¸ogˆu kis¸i tarafından bilindik bir temadır. Evet, Charlotte Perkins Gilman’ın *Kadınlar U
Tükendi
Gelince Haber VerMizora, tarihin ilk “tam” feminist ütopyası. Mary Bradley Lane, bu çalışmasıyla kendinden önceki feminist ütopya denemelerinden fazlasını gerçekleştirmiş, edebî ve düşünsel gücünün yanında kurgusal bütünlüğü olan bir eser meydana getirmiştir.
Bradley Lane bize erkeklerin olmadığı bir coğrafyanın, kadınların kendi kendine üreyebildiği ve kendi medeniyetlerini kurduğu bir toplumun anlatısını sunar. Siyasi bir kaçak olan prensesin, kaçarken Kuzey Kutbu civarında bu kadınlar topluluğunu görmesiyle birlikte, yazar bizi kadınlar ütopyasının derinliklerine davet eder.
Bu tema, feminist yazınıyla az çok bağı olan çoğu kişi tarafından bilindik bir temadır. Evet, Charlotte Perkins Gilman’ın “Kadınlar Ülkesi” adlı, ilk feminist ütopya olarak sunulan 1915 yılına ait kitabından bahsediyoruz. Sorun şu ki, Mizora 1880 yılında yazılmıştı. Ayrıca edebî ve düşünsel derinliği açısından Kadınlar Ülkesi`nden daha nitelikli olduğunu söyleyen araştırmacılar da yok değildir.
Mizora’nın bu unutulmuşluğunun belki en büyük sebebi, yazarına dair neredeyse hiçbir bilgimizin olmamasıdır. Ayrıca yıllar sonraki “kopyacı” ardılı Charlotte Perkins’in tanınır bir aktivist ve feminist sosyolog olması da Mizora’nın unutulmasında büyük pay sahibidir. Mizora`nın 70’li yıllar sonrası tekrar basımı yapılmış ve tarih içindeki önemi keşfedilerek hakkı teslim edilmiştir.
Feminist Ütopyalar dizimizin amacına uygun olarak, Mizora’yı ve unutulan ilk dönem feminist ütopyaları Türkçeye kazandırmaktan mutluluk duyuyoruz.