Yorum Yap
Modern dünyanın kökenleri gerçekten seküler mi? Michael Allen Gillespie, Modernitenin Teolojik Kaynakları’nda modernitenin sanıldığı kadar seküler olmadığını, aksine teolojik tartışmaların ürünü olduğunu ortaya koyuyor. Ayrıca, Batı düşüncesinin seyrini belirleyen en temel tartışmayı gözler önüne seriyor: İnsan özgürlüğü, akıl ve inanç arasındaki gerilimin üstesinden nasıl geleceğiz? Ortaçağın nominalizminin yarattığı kırılmadan başlayarak Ockham, Petrarca, Erasmus, Luther, Descartes ve Hobbes gibi figürler üzerinden ilerleyen kitap okurunu, birey kavramının doğuşundan Reformasyonun krizle
Tükendi
Gelince Haber VerModern dünyanın kökenleri gerçekten seküler mi? Michael Allen Gillespie, Modernitenin Teolojik Kaynakları’nda modernitenin sanıldığı kadar seküler olmadığını, aksine teolojik tartışmaların ürünü olduğunu ortaya koyuyor. Ayrıca, Batı düşüncesinin seyrini belirleyen en temel tartışmayı gözler önüne seriyor: İnsan özgürlüğü, akıl ve inanç arasındaki gerilimin üstesinden nasıl geleceğiz? Ortaçağın nominalizminin yarattığı kırılmadan başlayarak Ockham, Petrarca, Erasmus, Luther, Descartes ve Hobbes gibi figürler üzerinden ilerleyen kitap okurunu, birey kavramının doğuşundan Reformasyonun krizlerine, rasyonalizmin yükselişinden Aydınlanmanın çelişkilerine kadar uzanan etraflı bir düşünsel yolculuğa davet ediyor.
Moderniteyi sadece Tanrı’dan kopuş olarak gören bakış açısına meydan okuyan Gillespie, sekülerleşmenin, bitmek bilmeyen teolojik arayışların bir tür maskesi olduğunu ileri sürüyor. Bu güçlü iddia, elinizdeki kitabı felsefe, teoloji ve tarih meraklıları için vazgeçilmez bir kaynak haline getirirken, günümüz dünyasını yeniden değerlendirmek isteyenler için de ilginç bir okuma olanağı sunuyor.
