..."İskenderiye Dörtlüsü"nü yapısal özellikleri bakımından bir Avrupa romanı sayan "Lawrence Durrell", "Avignon Beşlisi" ile, Budizm`in beş ögesini (özdeksellik, duygu, algı, zihinsel biçimlenme, farkında olma) temel alan ve insan kişiliğinin ayrımını tartışma konusu yapan bir Tibet romanı yazmayı amaçladığını söylüyor. "Monsieur ya da Karanlıklar Prensi"nde anlatı, hangisi yapıntı olduğu (şimdilik) bilinmeyen, biri ensest`in, öteki eşcinselliğin izlerini taşıyan iki "aşk üçgeni"nin çevresinde yoğunlaşmakta ve Monsieur`nün (Şeytanın) egemen olduğu çağımız irdelenmektedir.
Tükendi
Gelince Haber VerBüyük yenilgiler öylesine derine işler ki, yüzeyde gülümseyişin ötesinde hiçbir şey görünmez. Ve büyük, özel deneyimler yalnızca bir kez yaşanır, ne yazık!
Avignon: Kralların ve papaların şehri, tarihî Güney Fransa’nın başkenti, efsanevi Provence’ın kalbi. Diplomat Piers, kız kardeşi Sylvie ve İngiliz Doktor Bruce’un iç içe geçmiş spekülatif yaşamları, patlak veren İkinci Dünya Savaşı’yla birlikte sonsuza dek değişir. Bu gelişme onları birtakım entrikaların, gnostik kültlerin, dinî ritüellerin içine sürükler ve kendilerini savaş sonrası Avrupa’sını şekillendirecek felsefi ve estetik anahtarların, bilgelik arayışının peşinde, gizemli maceraların içinde bulurlar.
Beş kitaptan oluşan Avignon Beşlisi, Hitler Avrupa’sından Ortaçağ’a, Fransız şatolarından Mısır çöllerine uzanan, coşku ve dehşetin, tutku ve ölümün destansı bir senfonisi; yalnızca Lawrence Durrell tarafından yazılabilecek bir başyapıt.
“Durrell bir sihirbaz. Bulutlarla kaplı kuleler, muhteşem saraylar ve görkemli tapınaklar yaratıyor, içlerine giriyor, muazzam olay örgüleri kuruyor ve her daim kendine hayran bırakıyor.”
The Times
#ingilizmodernleri #tarihiroman #macera #aşk #ölüm #gizem