Aslında bir c¸ic¸ek olan enginar hakkında ne biliyoruz? Peki, neredeyse tu¨m medeniyetlerde, mitolojilerde kutsal go¨ru¨len nar hakkında? Domates sosuyla yatıp kalkan I·talyanların domatesle ancak Osmanlı’dan sonra tanıs¸abildiklerini biliyor muydunuz? Sagˆlık ic¸in tehlikeli oldugˆu du¨s¸u¨nu¨ldu¨gˆu¨nden patlıcan ekiminin ve yenmesinin I·ngiltere’de bir su¨re yasaklandıgˆını? Sırf bir sinegˆin yoklugˆu yu¨zu¨nden incirin her yerde meyve vermedigˆini? Kıtlık zamanı kurtarıcı haline gelen patatesin uzun su¨re s¸ekli s¸emali yu¨zu¨nden mutfaklara giremedigˆini?
Artun U¨nsal, Nadide Bir Goncadır Enginar’da meyve ve sebzelerin renkli du¨nyaları arasında keyifli bir yolculuk yapıyor: Etimolojiden ve mitoloj
Tükendi
Gelince Haber VerAslında bir çiçek olan enginar hakkında ne biliyoruz? Peki, neredeyse tüm medeniyetlerde, mitolojilerde kutsal görülen nar hakkında? Domates sosuyla yatıp kalkan İtalyanların domatesle ancak Osmanlı’dan sonra tanışabildiklerini biliyor muydunuz? Sağlık için tehlikeli olduğu düşünüldüğünden patlıcan ekiminin ve yenmesinin İngiltere’de bir süre yasaklandığını? Sırf bir sineğin yokluğu yüzünden incirin her yerde meyve vermediğini? Kıtlık zamanı kurtarıcı haline gelen patatesin uzun süre şekli şemali yüzünden mutfaklara giremediğini?
Artun Ünsal, Nadide Bir Goncadır Enginar’da meyve ve sebzelerin renkli dünyaları arasında keyifli bir yolculuk yapıyor: Etimolojiden ve mitolojiden yararlanarak âdeta bir dünya tarihi panoraması sergiliyor, doğru bilinen yanlışları düzeltiyor, yepyeni bilgiler sunuyor, aralara lezzetli tarifler serpiştiriyor. Ayrıca Türkiye’de zeytinciliğe ve zeytinyağı üretimine de yakından bakıyor. Tüm bunların yanında okuru elinden tutup bir çarşı pazar turuna çıkararak, geçmişten günümüze buralardaki rengârenk ortamları sergiliyor.
“(...) yiyeceklere dair çeşitli gazetelerde ve dergilerde yayımlanmış (...) yazılarım da bir araya gelmek için bir kenarda beni bekleyip duruyordu yıllardır. Sadece onlar mı? Katıldığım çeşitli toplantılarda sunduğum bildiriler, raporlar da şöyle bir gözden geçirilmeyi, genişletilip ya da kısaltılıp, sonuçta bir kitap donunda daha kalıcı bir hale gelmeyi de hak ediyorlardı sanırım.”
ARTUN ÜNSAL