"Örümcek Kadının Öpücüğü", katı ve adanmış bir devrimci ile politikayla ilgisi yokmuş gibi görünen bir eşcinselin küçük bir hapishane hücresinde karşı karşıya gelmesiyle başlayan ve süren bir oyun. Manuel Puig, bu karşılaşmadan çok insanca ve dokunaklı bir dünya çıkarmayı başardığı gibi, pek çok yerleşik kanıyı da sorgulamayı başarıyor: Güç nedir, güçsüzlük nedir; kadınlık ne, erkeklik ne; baskı, boyun eğiş, duygusallık, kaba güç... Ve daha birçok karşıtlık... İnsan ruhu, insan bilinci bir masa köşesine çarpınca rastlantı sonucu yaralanan bir `diz` değildir. `İnsan`, ruhunu, gövdesini, bilincini, bilinçle yaralanmaya açık tutarsa çağdaş ve öncü insandır.
Tükendi
Gelince Haber Ver“Umudu kaybetmek ne korkunç bir şey, benim başıma gelen de işte bu...
Valentín Arregui, muhalif bir siyasi hareketin liderliğini üstlenmiş yirmi altı yaşında genç bir adamdır; Luis Molina’ysa kırk yaşlarında, popüler kültürün fantezileriyle yaşayan bir vitrin düzenleyicisidir. Birbirinden son derece farklı görünen bu iki insanın hayatları, Buenos Aires’teki bir hapishanenin hücresinde kesişir ve önce ihtiyatla başlayan arkadaşlıkları yerini zamanla birbirlerini dönüştüren çarpıcı bir dayanışmaya bırakır.
1976’da yayımlandıktan sonra 1985’te beyazperdeye uyarlanan Örümcek Kadının Öpücüğü, Arjantin tarihinin en kanlı baskı döneminde insan onurunun ve tutkusunun ayakta kalışının öyküsünü anlatıyor.
“İnsanlar bana en çok hangi yönetmenlerden etkilendiğimi sorduğunda, onlara beni en çok etkileyen kişinin Puig olduğunu söylüyorum.”
Wong Kar-wai
#arjantinedebiyatı #diktatörlük #mücadele #homofobi #dostluk