Cilanlanıp parlatılmış ceviz kabuğunda bir beşik verildi küçük kıza. Döşek yerine menekşe yaprakları konuldu, yorganı da gül yaprağıydı. Gece burada uyudu. Ama gündüz masanın üstünde oynuyordu. Kadın, masanın üstüne su dolu bir tabak çevresine koyup bir çelenk yerleştiriyordu. Tabağın içinde bir lale yaprağı duruyor, Parmakkız bu yaprağın üzerine oturup elindeki at kılından iki kürekle tabağı bir ucundan bir ucuna gidebiliyordu. Çok güzel bir görünüm oluşuturuyordu böylece. Sonra öyle yumuşak, öyle tatlı bir sesle şarkı söylüyordu ki, böylesi hiç işitilmemişti. Bir gece uyurken, kırık bir
Tükendi
Gelince Haber VerYüz elliyi aşkın edebi masal kaleme almış Danimarkalı yazar, şair Hans Christian Andersen’in bu unutulmaz masalını, önde gelen şair ve çevirmenlerimizden Behçet Necatigil’in Türkçesinden, Gözde Bitir Tufan’ın özgün desenleri eşliğinde okuyoruz...
Ona cilalı, pek cici bir ceviz kabuğu beşiği vermişler. Mor menekşe yaprakları döşeği olmuş, bir gül yaprağı da yorganı. Geceleri uyuyor, gündüzleri masada oynuyormuş. Şarkı söylemesini de biliyormuş Parmak Kız, hem nasıl! Öylesi hiç duyulmamış oralarda. Bir gece Parmak Kız o güzel yatağında yatarken, çirkin bir kurbağa girmiş pencereden içeri...