Bir kavram ve degˆer olarak hakikat (truth) Batı felsefesinin, ku¨ltu¨ru¨nu¨n bas¸ından beri en o¨nemli, kilit kavramlarından biri olarak kabul edilmis¸tir. Batı ku¨ltu¨ru¨ ic¸in bu kadar hayati bir kavram etrafında son yıllarda o¨zellikle hayatın giderek “medyatize” olması bagˆlamında ciddi tartıs¸malar yu¨ru¨tu¨lmekte, hakikatin sonunun geldigˆi iddia edilmektedir. 2016 yılında Oxford so¨zlu¨gˆu¨nu¨n “post-truth” kavramını yılın so¨zcu¨gˆu¨ ilan etmesiyle birlikte ku¨re c¸apında dogˆruluk, hakikat, gerc¸ek, veri, yalan haber ve bunlarla s¸ekillenen kamuoyunun mahiyeti yogˆun bir s¸ekilde tartıs¸ılmaktadır. Bu kitap, post-truth kavramını siyasal iletis¸im ve medya teorileri bagˆlamında ele almayı ve hiper-medyati
Tükendi
Gelince Haber VerBir kavram ve değer olarak hakikat (truth) Batı felsefesinin, kültürünün başından beri en önemli, kilit kavramlarından biri olarak kabul edilmiştir. Batı kültürü için bu kadar hayati bir kavram etrafında son yıllarda özellikle hayatın giderek “medyatize” olması bağlamında ciddi tartışmalar yürütülmekte, hakikatin sonunun geldiği iddia edilmektedir. 2016 yılında Oxford sözlüğünün “post-truth” kavramını yılın sözcüğü ilan etmesiyle birlikte küre çapında doğruluk, hakikat, gerçek, veri, yalan haber ve bunlarla şekillenen kamuoyunun mahiyeti yoğun bir şekilde tartışılmaktadır. Bu kitap, post-truth kavramını siyasal iletişim ve medya teorileri bağlamında ele almayı ve hiper-medyatize oldukları iddia edilen günümüz toplumlarında doğruluğun ve doğrulamanın; ayrıca –özsel bir felsefi/ metafizik kavram olarak değil de; toplumun önemli gördüğü bir değer olarak– hakikatin durumunu soruşturmayı amaçlamaktadır. Kitap, en temelde, hangi tarihsel süreçler ve felsefi manevraların günümüzdeki durumu doğurduğunu anlamaya çalışmaktadır.