Siyasi otoritelerin genç nüfus üzerinde yaratmış olduğu hâkimiyet son yıllarda iyice arttı. Bu faşist yöntemin neticelerinden ilki ve belki de en önemlisi ise gençlerin politikleşmesiydi. Herhangi bir grup ya da topluluğa dahil olmayan, kendini çemberin dışında bulur oldu. Bugün Türkiye’nin her yerinde tablo aynı. Akademiden bürokrasiye, askeriyeden kamu kuruluşlarına, özel sektörden daha birçok noktaya varana dek bir ayrışma hali hâkim. Bu ayrışmanın boyutlarını tahmin düzeyi artık birçok şeyin çokça üstünde seyrediyor.
Tükendi
Gelince Haber VerDünyaya açılan bir penceremiz var olsa da kirden dışarısı görünmüyor. Geleceğe hep buğulu bir camın ardından bakıyoruz. Üstelik başta bizler olmak üzere hiç kimseye bir fırsat sağlanmıyor. Önceki kuşaklar gibi didinip durmak dışında bize dünün hiçbir getirisi yok ama Türkiye’nin geçmişten farklı şekilde feyiz alma gibi kötü bir alışkanlığı var ve bu alışkanlık onu yiyip bitirir cinsten. Mağrur bakışları ardında gizli bir dik başlılığı, suskunluğunun yanı sıra bağıra çağıra konuşmaları, bembeyaz sayfalarının yanı sıra tarihi lekeleri var ve her ne kadar yıkansa da çitilense de izi kalıyor. Çünkü kuşağımızı karanlığa esir etmeye çalıştılar ve bunu kısmen de başardılar. Bu nedenledir ki; bu ülkeyi yönetenlerin elinde gençlerin kanı var.