Salgın, cumhuriyetin ilk yıllarında, Anadolu`nun bir ilçesinde geçiriyor. İlçeye bağlı ama ondan uzak bir köyde tanımlanamayan bir salgın hastalık baş gösterir. Bunu önceleri çok umursamayan kaymakam ve yardımcısı, koltuk kaygısına düşünce duruma müdahale etmek isterler.
Madalyonun Ters Tarafı ise, Salgın`ın tam tersine, bir insan öyküsü anlatıyor; sessiz, sakin bir kimyager olan profesör Celil Hıfzı Bey, dırdırcı ve gösteriş düşkünü eşi Sadiye Hanım ve Celil Hıfzı Bey`in adeta bir kopyası olan oğulları Rıfkı`nın öyküsünü...
Tükendi
Gelince Haber Ver“Ayıp, gülünç ne demek? Asıl ayıp ve gülünç olan şey böyle uydurma fikirlere kapılarak yüreğimizden gelen halis bir üzüntüyü yutmaya uğraşmaktır. Mademki yüreğin ağlıyor... Gözünü ağlatmaktan menetmişsin ne çıkar, ne değişir? Görülüyor ki yemek, içmek, uyumak gibi bu da bir ihtiyaç... Kimden sıkılıp da tatlı canını sıkıntıya sokuyorsun a budala... Bırak, şu kötü gözyaşları kana kana aksın... Belki biraz da ferahlarsın...”
Salgın & Madalyonun Ters Tarafı, usta yazar Reşat Nuri Güntekin’in iki hikâyesini bir araya getiriyor.
“Salgın” ile bürokratik yapının tükenmişliğine dair çarpıcı bir anlatı sunan usta yazar, “Madalyonun Ters Tarafında” ise insan hayatının kırılganlığına dair hüzünlü bir hikâyeyi satırlara taşıyor.
İki uzun hikâyenin bir araya geldiği eser, Reşat Nuri Güntekin’in gözlem yeteneğinin çarpıcı bir örneği olarak öne çıkıyor.