Yorum Yap
Sebilürreşad’ın yeni döneminin 29’uncu sayısıyla yeniden bir aradayız. İslam coğrafyasının sancılı birçok gündemle yüzleştiği bir Aralık ayını ve bir yılı daha geride bıraktık. Acılarımızı sardığımız, yeniden ayağa kalkmak için direnç gösterdiğimiz koca bir yüzyıl... Rabbimiz, iktidar ve gücü kulları arasında döndürdüğünü ifade buyurur. Kul, gücü ve kudreti kendine ait sanır ama o, Rabbin bir emanetidir. Güç ve kudret, O’nun imtihanı olarak emanet edilir.
İslam coğrafyası, bu güç emanetini dünyaya huzur ve sükunu, güven ve sadeliği taşıyarak korudu. Ne vakit güç ve kudret bizi serkeşliğe sevk etti ise, o vakit elimizden alındı. Son yüzyılı
Garb’ın irade ve sultası altında yaşıyoruz. Huzur, sükunet ve sadelik yerine kapitalizmi
Tükendi
Gelince Haber VerSebilürreşad’ın yeni döneminin 29’uncu sayısıyla yeniden bir aradayız. İslam coğrafyasının sancılı birçok gündemle yüzleştiği bir Aralık ayını ve bir yılı daha geride bıraktık. Acılarımızı sardığımız, yeniden ayağa kalkmak için direnç gösterdiğimiz koca bir yüzyıl... Rabbimiz, iktidar ve gücü kulları arasında döndürdüğünü ifade buyurur. Kul, gücü ve kudreti kendine ait sanır ama o, Rabbin bir emanetidir. Güç ve kudret, O’nun imtihanı olarak emanet edilir.
İslam coğrafyası, bu güç emanetini dünyaya huzur ve sükunu, güven ve sadeliği taşıyarak korudu. Ne vakit güç ve kudret bizi serkeşliğe sevk etti ise, o vakit elimizden alındı. Son yüzyılı
Garb’ın irade ve sultası altında yaşıyoruz. Huzur, sükunet ve sadelik yerine kapitalizmin esareti altında bir dünya şekillendirdiler. *Medeniyet’ denilen mahlûku görün, tükürün!* diyen Üstad Akif’in *insanlığı çürüten ahlaka tükürdüğü* bir dünya çıktı ortaya. Ne hazin ki, onun sahipleri de bu durumdan mesut değiller. Geride bıraktığımız yüzyıl, gelecek yüzyıldan çok farklı olacak inşallah. Kaderimizin gayretimizde saklı olduğuna inanarak yürüyeceğiz.
Sebilürreşad Ocak 2019 sayımız, *Aile* teması üzerine teşekkül etti. Son günlerde Avrupa merkezli fonlar üzerinden MEB’de yürütülen *Cinsiyet Ayrımcılığının Kaldırılması Farkındalığı* adlı garip uygulamanın hala izahı net olarak yapılmadan sürdürülmeye çalışılmasının şaşkınlığı üzerimizdeyken, en güçlü olduğumuz sosyolojik gerçeğimiz olan ailenin, başta sosyal medya, TV ve dizilerde tevarüs eden aile ilişkileri temelli filmlerle tahrip olduğunu görmek sarsıcıdır.
Ailemiz, ailelerimiz, bizleri asıl yetiştiren eğitim merkezlerimizdir. Terbiyemizin, ahlâkımızın, sokağın ve kişisel ilişkilerin inşa edildiği yerdir. Burayı daha korunaklı hale getirmek varken sarsıp örselemek, toplumun temeline dinamit koymaktır. Varsın medeniyet, sokaklarımızı ve caddelerimizi aydınlatsın, varsın hanelerimizde kullandığımız alet edevatımızı kolaylaştırsın, ama aile ilişkilerine dokunmasın! Ki orada, var ettiğimiz *benliğimiz* sade kalsın...
(Fatih Bayhan - Başyazı’dan)
