Türk-Moğol tarihi açısından kaynak niteliği taşıyan bu eser, 17. yüzyılda Ebulgazi Bahadır Han tarafından yazılmıştır. 1663 yılında ölümü dolayısıyla yarım kalan ve daha sonra oğlu Enûşe Muhammed Bahadır Han tarafından tamamlanan Şecere-yi Türk, 15. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Harezm’de hüküm süren Yadigâroğlu Şeyban Özbek hanlarından başlayarak Şeybanîlerin tarihinin ve soylarının anlatıldığı bölümlerle Şeybanilerin tarihi hakkındaki ilk kaynak olma özelliğini de taşır.
Eser esas olarak Reşideddin’in Câmiü’t-tevârih’ine dayanır ancak Ebulgazi kimi bölümlerini kendi bilgisine göre düzenlemiştir. Ebulgazi Bahadır Han on yedi tane Çingiznâme kullandığını belirtir. Dokuz bölümden oluşan eserde Âdem’den başlayarak Moğol Han’a v
Tükendi
Gelince Haber VerTürk-Moğol tarihi açısından kaynak niteliği taşıyan bu eser, 17. yüzyılda Ebulgazi Bahadır Han tarafından yazılmıştır. 1663 yılında ölümü dolayısıyla yarım kalan ve daha sonra oğlu Enûşe Muhammed Bahadır Han tarafından tamamlanan Şecere-yi Türk, 15. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Harezm’de hüküm süren Yadigâroğlu Şeyban Özbek hanlarından başlayarak Şeybanîlerin tarihinin ve soylarının anlatıldığı bölümlerle Şeybanilerin tarihi hakkındaki ilk kaynak olma özelliğini de taşır.
Eser esas olarak Reşideddin’in Câmiü’t-tevârih’ine dayanır ancak Ebulgazi kimi bölümlerini kendi bilgisine göre düzenlemiştir. Ebulgazi Bahadır Han on yedi tane Çingiznâme kullandığını belirtir. Dokuz bölümden oluşan eserde Âdem’den başlayarak Moğol Han’a ve Cengiz Han’a kadar olan kısım ilk üç bölümde yer alır. Cengiz Han ve çocuklarının toprakları ile icraatları hakkındaki bilgiler yedinci bölümde tamamlanır. Son iki bölüm ise, Şeybânî Han ve çocuklarının tarihine ayrılmıştır.
18. yüzyıldan itibaren Avrupa’da bilinen eser hakkında bu tarihten itibaren çeşitli çalışmalar yapılmış; Rusça, Fransızca, Almanca, Özbekçe, Kazakça, Modern Uygurca gibi çeşitli dillere çevrilmiştir. İlk Türkçe çeviri çalışması Dr. Rıza Nur tarafından 1925 yılında Arap harfleriyle Türkiye Türkçesine yapılan çeviridir. Son yıllarda Rıza Nur’un çalışmasına, Özbekçe çeviriye ya da tek nüshaya dayanarak çeşitli çeviriler yapılmıştır.
Elinizdeki çalışma Çağatayca eserin iki nüshasının karşılaştırılmasıyla kurulan metin ve metne dayalı ilk Türkçe çeviriden oluşmaktadır. Bu çalışmada yer almayan metnin Sözlük/Dizin’i ve izah gerektiren kısımların ele alındığı Açıklamalar kısmı ayrı bir cilt olarak yayımlanacaktır.