DOSTA BAKAN GÖZLERİM…
Ağlıyorsun gözlerim
Dostlar için
Sıla için
Vatan için mi yaşların?
Sancılı bir titreyişin var kalbim
Ölen yiğitler için
Kalan ana, Bacı, Kardaş için
Dökülen kanlar için mi inleyişin?
Doğan günün al, al ışıkları
Günbatımının mor, mor yamaçları
Hazan gecelerinin erguvan yaprakları
Sevgi için mi, dostluk için mi titreyişin?
Sevgi, sevgi doğup da dosta varınca,
Ağlayan gözlerde sevgi, can bulunca,
Dosta verilen kanda, sevgi olunca,
Diner artık yaşların, değil mi gözlerim?
Tükendi
Gelince Haber VerAslında yaşıyor olduğumuz ya da okuduğumuzu sandığımız her hikâyenin iki tarafı varmış meğer.
Bir de her an kâbusu yaşıyoruz sandığımız, aslında rüyada olduğumuzu geç de olsa anladığımız gerçek tarafı da varmış.
Aslında her şey hayatımızda olduğu gibi biran ile başlar.
Bazı anlar vardır.
Farkında olamadığımız bir zaman dilimine gireriz ve hayatımız olabildiğince saçmalar ve yavaşlar.
İşte o zaman kâbuslarımız nefes alışımız gibi kaçınılmaz olmuştur.
Bu hikâyenin iki tarafında kâbuslardaymışım.
Asılolanında ise rüyalardaymışım meğer...
Unutmadan!
Farkında olmadan ziyan ettiğimiz, telafisi ve geri dönüşü olmayan tek bir şey varmış meğer.
Neden mi bahsediyorum?"
Zaman..."