İnsan karşılıksız sevebilir mi?" diye sordu.
O anda ona gülümsedim.
"Sen beni seviyorsun ya," dedim.
"Sevdiği kadına kötülük yapmış biri nasıl olur da onun kendisini karşılıksız sevmesini bekler?"
Aşk sınır tanır mı? Peki ya acı? Acıya nereye kadar dayanılabilir?
Karşılıksız sevgi var mıdır? İnsan bir başkasını koşulsuz sevebilir mi?
Seven adam kıskanır mı gerçekten?
Kıskançlık etrafındakilere zarar verme hakkını verir mi?
Namus iki bacak arasında mı, yoksa kafanın içinde midir?
Belki imkânsız aşk, belki de gerçek...
Her ne olursa olsun aşk için her şeyle, herkesle savaşmaya değmez mi?
Tükendi
Gelince Haber Ver“İnsan karşılıksız sevebilir mi?”
Her şey bu soruyla başladı. Ve cevabı Yeşim’in zümrüt gözlerinde gizliydi. Güzelliğin değil, yaşanmış acıların parladığı o gözlerde…
Cemil için ona sarılmak, karanlığa gömülmüş bir hayata yeniden tutunmak demekti. İkisi de yaralıydı. İkisi de sessizdi. Ama aynı yürekte çarpan iki yalnızlıktılar. Yeşim ile Cemil’inki yalnızca bir aşk değil; bir kefaretin, bir umudun, bir başkaldırının hikâyesi…
Dünya bu kez bir “hayat kadını”nın penceresinden görünüyor. Ve onu yalnızca bedeniyle değil, ruhuyla seven bir adamın gözlerinden…
Sinan Akyüz çok konuşulan romanlarının ardından bu kez aşkın en kırılgan hâline dokunuyor.
Aşkın kıskançlıkla, namus dayatmalarıyla ve hayatın sert yüzüyle sınandığı bir yolculuk bu.
Acının bile sevgiye dönüşebileceğini anlatan bir roman.
Sevmek Zorunda Değilsin Beni, bir itiraf kadar yalın, bir ağıt kadar sarsıcı…
Okurken yalnızca gözleriniz değil, içiniz de ıslanacak…