"Aşkın kaleye, sabrın değirmene uğradığı bir yolculuk..."
Bitlis`in taş sokakları, su değirmeni Şêro`nun devasa çarkları, Serayil Sarayı`nın ihtişamı ve Kale`nin sessiz tanıklığında; bir aşk filizlenir. Zal, suskunluğuyla konuşan bir medrese talebesi; Sıtî ise asaletin ve zarafetin vücut bulmuş hâli ile bir prenses.
Onların yolları, yalnızca kaderin değil; satranç tahtasında, han çadırında, değirmen taşında yeniden yazılmış bir iradenin izini sürer.
Tarihin, gerçek olayların ve halk anlatılarının içinden süzülerek gelen bu hikâye; 17. yüzyılın Bitlis`inde geçer, ama yüreği çağlara seslenir.
Tükendi
Gelince Haber Ver"Aşkın kaleye, sabrın değirmene uğradığı bir yolculuk..."
Bitlis`in taş sokakları, su değirmeni Şêro`nun devasa çarkları, Serayil Sarayı`nın ihtişamı ve Kale`nin sessiz tanıklığında; bir aşk filizlenir. Zal, suskunluğuyla konuşan bir medrese talebesi; Sıtî ise asaletin ve zarafetin vücut bulmuş hâli ile bir prenses.
Onların yolları, yalnızca kaderin değil; satranç tahtasında, han çadırında, değirmen taşında yeniden yazılmış bir iradenin izini sürer.
Tarihin, gerçek olayların ve halk anlatılarının içinden süzülerek gelen bu hikâye; 17. yüzyılın Bitlis`inde geçer, ama yüreği çağlara seslenir.
Sitî ile Zal, aşkın, sadakatin ve vakarın romanı.
Ve bu roman, bir halkın gönlünde dönen o kadim değirmene;
Şêro`ya duyulan minnetle biter.