Menü
Hesabım
Sepetim

Söğüt - Türk Edebiyatı Dergisi Sayı 34 - Temmuz - Ağustos 2025

Üretici Liste Fiyat
350,00
255,50
Yorum Yap
Listeye Ekle
2 Adet Stokta
Öne Çıkan Bilgiler

“Bana bir şehir verin. Biraz bana benzesin” diyen adamın, insana, şehre, hikâyeye inanan Emir Kalkan’ın 10. vefat yıl dönümü 30 Temmuz. Aradan geçen 10 yılda ardından güzel sözler söylendi, yazılar yazıldı. Kimler duydu, kimler gördü bilemeyiz. Fakat Söğüt okurlarına Emir Kalkan ismini bir kere daha hatırlatmayı, az bir ihtimal dahi olsa hiç duymamışlara duyurmayı borç bildik. Daha iyilerinin hazırlanması, adının ve eserlerinin unutulmaması için mütevazı da olsa ehliyle adına yaraşır bir dosya yapmaya gayret ettik. Ümit ederiz bizimle başlayan bu çaba, nice dergilerde, yayınlarda ve elbette a

Söğüt - Türk Edebiyatı Dergisi Sayı 34 - Temmuz - Ağustos 2025 Hakkında Bilgiler
Türü : Diğer
Kapak : Ciltsiz
Sayfa Sayısı : 224
ISBN : 9772687652346
Basım Yılı : 2025
Kağıt Tipi : 1. Hamur

Tükendi

Gelince Haber Ver

“Bana bir şehir verin. Biraz bana benzesin” diyen adamın, insana, şehre, hikâyeye inanan Emir Kalkan’ın 10. vefat yıl dönümü 30 Temmuz. Aradan geçen 10 yılda ardından güzel sözler söylendi, yazılar yazıldı. Kimler duydu, kimler gördü bilemeyiz. Fakat Söğüt okurlarına Emir Kalkan ismini bir kere daha hatırlatmayı, az bir ihtimal dahi olsa hiç duymamışlara duyurmayı borç bildik. Daha iyilerinin hazırlanması, adının ve eserlerinin unutulmaması için mütevazı da olsa ehliyle adına yaraşır bir dosya yapmaya gayret ettik. Ümit ederiz bizimle başlayan bu çaba, nice dergilerde, yayınlarda ve elbette akademide devam eder. Bize benzeyen, bizden olanlar daha fazla görülür, konuşulur, okunur. Edebiyat tarihinin tozlu raflarında yalnızlığa terk edilmez. Öyle zannediyorum ki sağlığında hakikati söylemek uğruna her türlü yalnızlığı, uyumlu kalabalıklar içinde kaybolmaya tercih eden şahsiyetler bu durumdan incinmezdi. Fakat o yalnız kahramanlara gıpta ederek vakit dolduran bizler incinmeliyiz. En azından o serdengeçtilerin unutulma ihtimali bizi titretmeli. Kaybedeceklerimizi akıllarımıza getirmeli. Kendimizden ümidimiz yoksa bile eserleriyle hissettirecekleri varlıklarının bizi bugünkü kör döğüşü içerisinde yalnız bırakmayacağını fehmedebilmeliyiz. Belki bu kavrayış günahlarımıza, hatalarımıza kefaret olur da tarihin terazisinde devrimizin kepazeliğinden bizi çekip çıkarır.

T-Soft E-Ticaret Sistemleriyle Hazırlanmıştır.