Yorum Yap
Sözleşmenin devri müessesesi gerek uygulamadaki yaygın kullanımı gerekse hukuk düzenindeki önemi nedeniyle çalışma konusu olarak seçilmiş, araştırmacılara ve uygulayıcılara sistematik bir eser sunmak üzere ele alınmıştır.
Mülga Borçlar Kanunu döneminde kanuni düzenlemesi olmayan müessese içtihat ve doktrince kabul görmüş ve uygulanmış iken; Türk Borçlar Kanunu ile kanuni düzenlemesine kavuşmuştur.
Sözleşmede taraf değişikliği kanunun deyimi ile sözleşmenin devri; sözleşmedeki bir tarafın taraf sıfatı ve buna bağlı tüm hak ve borçlarını devrederek sözleşmeden ayrıldığı üç&uum
Tükendi
Gelince Haber VerSözleşmenin devri müessesesi gerek uygulamadaki yaygın kullanımı gerekse hukuk düzenindeki önemi nedeniyle çalışma konusu olarak seçilmiş, araştırmacılara ve uygulayıcılara sistematik bir eser sunmak üzere ele alınmıştır.
Mülga Borçlar Kanunu döneminde kanuni düzenlemesi olmayan müessese içtihat ve doktrince kabul görmüş ve uygulanmış iken; Türk Borçlar Kanunu ile kanuni düzenlemesine kavuşmuştur.
Sözleşmede taraf değişikliği kanunun deyimi ile sözleşmenin devri; sözleşmedeki bir tarafın taraf sıfatı ve buna bağlı tüm hak ve borçlarını devrederek sözleşmeden ayrıldığı üçüncü bir kişinin ise bu taraf sıfatı ve bağlı tüm hak ve borçları devralarak devir anından itibaren sözleşmenin tarafı olduğu hukuki ilişkidir. Bu hukuki ilişkinin devreden, devralan ve sözleşmede kalan olarak üç tarafı bulunur ve kural olarak üç tarafın rızası gerekir.
Eserde sözleşmenin devri; Türk hukuku ve mukayeseli hukuk düzenleri bakımından ele alınmış, genel ve özel düzenlemeleri incelenmiş, benzer müesseselerle farkları ortaya konulmuş; böylece konuya ilişkin soru işareti kalmaması hedeflenmiştir.
