Tarihte bâzı şahsiyetler vardır. Bunlar hakkında yazılan kitaplara baktıðınızda yazarların iki grup olduðunu görürsünüz. Birinci gruptakiler o şahsı ifratla aşırı şekilde överken, diðer taraftakiler de aşırı şekilde yererler. Yüceltici ve indirgemeci olarak yaklaşılan böyle şahıslara misal çoktur. Meselâ Hz. İsâ bunlardandır. Hıristiyanlar onu makamının çok ötesine çıkarıp, haşa, Allah’ın oðlu tayin ederek ilahlaştırırken; Yahudiler de ona düşmanlık besleyip, kinlerini onu öldürmeye teşebbüse kadar ilerletmişlerdir. Böylelerinden bir başka şahıs Hz. Ali’dir. Haricîler ona düşmanlıkta çok aş
Tükendi
Gelince Haber VerSultan Abdülhamid
İlk Yılllar
Osmanlının son döneminde devlet çarkının işleyişi iyiden iyiye tıkanmıştı. Memuriyet, para ile satılıyordu. Rüşvet ve israf çok yaygındı. Liyakatsız insanlar görev yapıyordu.
Balkanlar, barut fıçısıydı. İsyandan geçilmiyordu. Dış güçler, ülkeye müdahale için azınlıkları bahane ediyorlardı.
Devlet, Rus elçiliğinden yönetiliyordu.
Sık sık sadrazam değişikliği yapılması, istikrarı bozuyordu.
Sadrazam değişikliğinin ötesinde 1876 yılı, “üç ayda üç padişahın hüküm sürdüğü” bir yıl olmuştu.
Sultan Abdülaziz, bir “Saray darbesiyle” tahttan uzaklaştırıldı.
Sultan Abdülaziz’in yerine geçen yeğeni Sultan Murad, masondu. Yaşanan olaylar, 15 gün içerisinde cinnet geçirmesine/aklını yitirmesine yol açtı.
Tahta çıkışından iki ay sonra indirildi, yerine beklemediği bir anda ve hiç hazır olmayan kardeşi Abdülhamid Efendi padişah oldu.
Tahta çıkmak için meşrutiyeti ilan etme sözü verdiğinden, ayak diretse de Meşrutiyet ilan edildi. Böylece Osmanlı devletinde Anayasal idareye geçildi.
Temel kaynaklardan hazırlanan bu kitapta kısa bir zamanda çok ve önemli olayların yaşandığı “en uzun yılın” hikâyesini ve yabancı ülkelerdeki akislerini okuyacaksınız.