Yorum Yap
Fransa ile Türkiye’nin ilişkileri, tarih boyunca önemli ama zıtlıklar üzerine kurulu zor bir müttefiklik ilişkisi olmuştur. “Alaturka vs. Alafranga” deyiminin sanattan siyasete, akademiden kültüre kadar birçok alanda geçerli olmasının sebebi işte bu zıtlıklardır. Bu zıtlıkta, Fransa modernizmi, Osmanlı ve Türkiye ise gelenekselliği temsil etmektedir. İki ülkenin dostane ilişkiler kurduğu dönemlerde ise, modernizm ve gelenekselliğin muhteşem bir sentezine tanıklık edilmiştir. Bu bağlamda, zıtlıkların harmonisini iyi yönetebilmek, Türkiye-Fransa ilişkilerinde başarıya ulaşmanın formülüdür.
Bu kitapla birlikte, bir akademisyen olarak d
Tükendi
Gelince Haber VerFransa ile Türkiye’nin ilişkileri, tarih boyunca önemli ama zıtlıklar üzerine kurulu zor bir müttefiklik ilişkisi olmuştur. “Alaturka vs. Alafranga” deyiminin sanattan siyasete, akademiden kültüre kadar birçok alanda geçerli olmasının sebebi işte bu zıtlıklardır. Bu zıtlıkta, Fransa modernizmi, Osmanlı ve Türkiye ise gelenekselliği temsil etmektedir. İki ülkenin dostane ilişkiler kurduğu dönemlerde ise, modernizm ve gelenekselliğin muhteşem bir sentezine tanıklık edilmiştir. Bu bağlamda, zıtlıkların harmonisini iyi yönetebilmek, Türkiye-Fransa ilişkilerinde başarıya ulaşmanın formülüdür.
Bu kitapla birlikte, bir akademisyen olarak dikkatle takip ettiğim Türkiye-Fransa ilişkileri konusunda araştırmacılar ve konuya ilgi duyan kişileri bilinçlendirecek bir eser ortaya koyabildiğimi umuyorum. Bu vesileyle, kitaba değerli “Önsöz” katkıları sunan Dışişleri eski Bakanımız ve değerli diplomat Sayın Yaşar Yakış,Türk Dış Politikası konusunda önemli çalışmalara imza atan Prof. Dr. Hasret Çomak ve Türk-Fransız ilişkileri konusunda duayen bir akademisyen olan Prof. Dr. Haydar Çakmak’a teşekkürlerimi sunuyorum. Şimdiden herkese iyi okumalar…
