İnsanların çoğunluğunun kendisini Müslüman olarak tanımladığı Türkiye toplumunda yaşanan ahlak temelli problemlerin ve yozlaşmanın vahameti, dindarlık anlayışımızı sorgulamayı zorunlu kılmaktadır. Toplum olarak övgüden daha fazla eleştiriye ve özeleştiriye ihtiyacımız olduğu ise su götürmez bir gerçektir.
Kitabın kaleme alınmasındaki temel amaç; ritüel temelli görsel dindarlığın hâkim olduğu toplumumuzda, dine aykırı ve dindarlıkla örtüşmeyen tutumları ve davranışları dindarlık tipolojileri yardımıyla ve fetişizme kayan yönleriyle ortaya koymaktır. Amaç
Tükendi
Gelince Haber VerKıbrıs ve Adalar Denizindeki adalar ise bu güzel denizin doğusunda bulunan güzellikleridir. Özellikle de Kıbrıs tıpkı Akdeniz gibi birçok imparatorluk ve devletin hâkim olmak için kıyasıya mücadele ettiği bir yer olmuştur. Bir bakıma da Akdeniz ve Kıbrıs’ın kaderi de bir oldu. Türkler için Akdeniz’in ve Kıbrıs’ın önemi ise çok daha farklıydı çünkü ne zaman ki Osmanlı İmparatorluğu denizlere daha doğrusu Akdeniz’e hâkim oldu, işte o zaman Türkler gücünün zirvesini yaşadı, bunu da Kıbrıs adası ile taçlandırdı. Ve yine ne zaman ki Akdeniz’deki Türk hâkimiyeti zayıflayıp kaybolmaya başladı, Türkler birbiri ardına felaketler yaşadı. Akdeniz’de Türklerin yükselmesinin ve gerilemesinin belki de en önemli mihenk taşı Levant bölgesi (Doğu Akdeniz) ve Kıbrıs’ın kaybedilmesi neticesinde gerçekleşmiştir. Günümüzde de dünyanın önde gelen başat güçleri ve diğer bölgesel güçlerinin çıkar çatışmalarının çakıştığı nokta geçmişte olduğu gibi bugün de Doğu Akdeniz’dir.