Allah Teâlâ, Zümer sûresinde “Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?” buyruğuyla ilmin yüceliğini ve âlimlerin faziletini beyan etmiştir. Zira ilim, insanın Allah Teâlâ’yı tanımasına, kulluk vazifesini şuurlu bir biçimde yerine getirmesine ve toplumun sahih bir istikamet üzere yürümesine vesile olmaktadır. Âlimler ise bu ilmin taşıyıcıları, ümmetin yolunu aydınlatan kandilleri ve peygamberlerin varisleridir. Onların ilmi ve sözü ümmete rehberlik etmiş, ahlâkı ise insanlığa örnek olmuştur. Âlimlerin sorumlulukları yalnızca kendilerini kurtarmakla sınırlı değildir; bilakis onl
Tükendi
Gelince Haber VerAllah Teâlâ, Zümer sûresinde “Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?” buyruğuyla ilmin yüceliğini ve âlimlerin faziletini beyan etmiştir. Zira ilim, insanın Allah Teâlâ’yı tanımasına, kulluk vazifesini şuurlu bir biçimde yerine getirmesine ve toplumun sahih bir istikamet üzere yürümesine vesile olmaktadır. Âlimler ise bu ilmin taşıyıcıları, ümmetin yolunu aydınlatan kandilleri ve peygamberlerin varisleridir. Onların ilmi ve sözü ümmete rehberlik etmiş, ahlâkı ise insanlığa örnek olmuştur. Âlimlerin sorumlulukları yalnızca kendilerini kurtarmakla sınırlı değildir; bilakis onlar ümmetin imanını, kimliğini ve istikametini muhafaza etmekle mükelleftir. Elinizdeki bu eser, âlimlerin ümmete karşı taşıdığı sorumlulukları hatırlatma ve günümüzün ağır imtihanları karşısında onların üstlenmesi gereken vazifeleri yeniden gündeme getirme gayesiyle telif edilmiştir. Aynı zamanda bu eser, ümmetin dirilişi, İslâmî kimliğin muhafazası ve birlik bilincinin pekiştirilmesi için bir davettir. Âlimlerin tarihî tecrübelerinden günümüzün fikrî ve toplumsal meydan okumalarına kadar geniş bir çerçevede ele alınan meseleler, okuyucuya hem ilmî hem de fikrî bir ufuk kazandırmayı hedeflemektedir.