Sesin ne garip, ne kadar yabancı. Kendi kendine konus¸anlara deli denilen yerlerden gelmis¸sin buraya. Kalktıgˆın yere c¸o¨meliyoruz biz.Ya da senin bos¸lugˆuna yerles¸tigˆimizi du¨s¸lu¨yoruz sadece. C¸u¨nku¨ nerede oldugˆumuzu anlamak o¨ylesinezor ki artık. Sahi, neredeyiz o sırada? Sogˆugˆun ayılttıgˆı bedenler, sisin go¨lgeledigˆi du¨s¸ler... Yas¸am nerede bitiyor, o¨lu¨m nerede bas¸lıyor? Hayat, bedenin neresinde saklanıyor? Ruhumuzun ete kemigˆe bu¨ru¨ndu¨gˆu¨, bu¨ru¨nu¨p de aklımızla alay ettigˆi saatler var mı? Emir C¸ubukc¸u, o¨yku¨lerinde akreple yelkovanın var olmakla yok olmak arasında gidip geldigˆi zamanları anlatıyor. Bize kalması ic¸in ugˆras¸tıkc¸a iplerini kac¸ırdıgˆımız zamanları. Yaban Hayv
Tükendi
Gelince Haber VerSesin ne garip, ne kadar yabancı. Kendi kendine konuşanlara deli denilen yerlerden gelmişsin buraya. Kalktığın yere çömeliyoruz biz.Ya da senin boşluğuna yerleştiğimizi düşlüyoruz sadece. Çünkü nerede olduğumuzu anlamak öylesinezor ki artık. Sahi, neredeyiz o sırada? Soğuğun ayılttığı bedenler, sisin gölgelediği düşler... Yaşam nerede bitiyor, ölüm nerede başlıyor? Hayat, bedenin neresinde saklanıyor? Ruhumuzun ete kemiğe büründüğü, bürünüp de aklımızla alay ettiği saatler var mı? Emir Çubukçu, öykülerinde akreple yelkovanın var olmakla yok olmak arasında gidip geldiği zamanları anlatıyor. Bize kalması için uğraştıkça iplerini kaçırdığımız zamanları. Yaban Hayvanı Koleksiyonu, uzaktan duyulan uğultunun, nereden geldiğini anlamadığımız o sesin peşine düşürüyor.