Beş ana bölümden oluşan çalışmamım Giriş bölümünde, araştırmanın amacı, problem durumu, araştırma soruları ve çalışma evreni ayrıntılı biçimde tanımlanmış; araştırma yöntemi ortaya konmuş; veri toplama süreci, derlem oluşturma aşamaları ve analiz teknikleri ayrıntılı olarak açıklanmıştır. Bu kısım, bilginin güvenilirliğinin ancak metodolojik şeffaflık ve tutarlılık ile sağlanabileceği ilkesine dayanmaktadır. Çalışmanın bilimsel zemini, kuramsal bağlamı ve hedefleri de açık bir çerçeveye oturtulmuştur. Birinci Bölümde, sözcük öğretiminin kuramsal temelleri ele alınmış, yabancı dil öğret
Tükendi
Gelince Haber VerBeş ana bölümden oluşan çalışmamım Giriş bölümünde, araştırmanın amacı, problem durumu, araştırma soruları ve çalışma evreni ayrıntılı biçimde tanımlanmış; araştırma yöntemi ortaya konmuş; veri toplama süreci, derlem oluşturma aşamaları ve analiz teknikleri ayrıntılı olarak açıklanmıştır. Bu kısım, bilginin güvenilirliğinin ancak metodolojik şeffaflık ve tutarlılık ile sağlanabileceği ilkesine dayanmaktadır. Çalışmanın bilimsel zemini, kuramsal bağlamı ve hedefleri de açık bir çerçeveye oturtulmuştur. Birinci Bölümde, sözcük öğretiminin kuramsal temelleri ele alınmış, yabancı dil öğretiminde söz varlığının yeri ve önemi, literatürdeki teorik yaklaşımlar doğrultusunda incelenmiştir. Bu bölüm, dilin insan düşüncesinin, kültürel aktarımın ve akademik üretimin asli bir bileşeni olduğunu vurgulamış; bölümde sözcük öğretiminin önemi ortaya konmuştur. İkinci Bölümde, söz varlığı ve yabancı dil öğretiminde söz varlığı kullanımı, derlem dilbiliminin imkânları ve sınırlılıkları, özel amaçlı yabancı dil öğretimi bakış açısından ele alınmış; dilin gerçek kullanım verileri üzerinden incelenmesinin bilimsel ve pedagojik katkıları tartışılmıştır. Bu bölüm, teorik söylemi veri temelli yaklaşımla bütünleştirerek, dilin yaşayan bir sistem olarak kavranmasının gerekliliğini felsefi bir bakışla temellendirmiştir. Üçüncü Bölümde, yabancı dil öğretimi sınıflandırmaları, özel amaçlı akademik yabancı dil öğretimi tarihçesi ve konu ile ilgili tanımlamalara yer verilmiştir. Dördüncü Bölümde ise elde edilen bulgular mühendislik alanlarına göre karşılaştırmalı biçimde sunulmuş; terim, akademik sözcük, fiil, edat ve bağlaç listeleri, tablolar aracılığıyla saydam ve denetlenebilir bir biçimde ortaya konmuştur. Bu sunum, dilin alanlara özgü yapısının ve terminolojik zenginliğinin, bilimsel iletişimin etkinliğinde nasıl belirleyici olduğunu gözler önüne sermiştir. Son bölümü oluşturan Beşinci Bölümde, elde edilen sonuçlar, tartışmalar ve uygulamaya yönelik öneriler yer almıştır. Dilin, bilginin inşasında ve aktarımında üstlendiği varoluşsal işlevin yeniden düşünülmesine çağrı yapan ve felsefi bir değerlendirme niteliği taşıyan çalışmamız, disiplinler arası bir yaklaşım sunarak dil bilimi ve mühendislik eğitimi bağlamında kalıcı bir değer üretmeyi ve gelecekteki araştırmalara yön verecek kuramsal ve uygulamalı katkılar sunmayı amaçlamaktadır.