Yalnız Denizin Fethi

“Yalnız Denizin Fethi” kitabını okurken, ‘Bisiklet ve Köpük’ firmasının kuruluşuna şahit olup, Deniz Evrim ve Ali Fethi ile empati kurarak, belki sizler de Ali Fethi gibi söze başlayıp; “Denizin çevresini sarıp sarmaladığı sadece bu denize ait bu ada gibi, ben de Deniz’in gönlünde sadece O’nunla çevrelenmiş bir ada olmak isterdim. Bunun için de ömrümü feda edebilirim!” diyebileceksiniz. Bu yolla hikâyenin içerisine siz de girerek, Deniz Evrim’in gönlünü Ali Fethi gibi kazanmak isteyebilirsiniz. Hatta belki Deniz Evrim gibi siz de; “Aslında ben de bu yalnız Deniz’in kıyısına yerleşmiş gönlümdeki Ada’mı her sabah tekrar Deniz’in kıyılarında, O’nun hep yanında olacağım günleri görmek için doğduğumu hissetmek isterdim. Sen iyi bir Ada’msın. İyi ki burada yanımdasın ve varsın!” diyerek buna karşılık verebilirsiniz.
Kitaptaki ana hikâye; Veteriner bir genç kadının (Deniz Evrim) bir adadaki hem iş problemleri hem de az sayıda da olsa bazı kötü niyetli insanlarla olan mücadelesine odaklanırken, Bilgisayar Mühendisi bir kişinin (Ali Fethi) Deniz Evrim’in görev yaptığı adaya yaz tatili için gelmesi sonrasında kalıcı olarak bu adaya yerleşmesi ve Deniz Evrim ile birlikte olaylara dâhil olması üzerine kurgulanmıştır.
Adadaki insanlar hakkında onların kültürlerine, sosyal hayatlarına dair öğrendiklerini özümseyen Mühendis Ali Fethi onlarla empati kurarak, adadaki köylülerin temel problemi olan geçim sıkıntılarına ve çocuklarının eğitim harcamalarına destek olacak bir çözüm yolu arar. Bu özverili çabasında en büyük destekçisi ve yol arkadaşı yine Deniz Evrim olacaktır.
Yazar Bahadır Karasulu bu kitabında hayvan sevgisi üzerinden ‘tüm canlıların hayatta birbirine dost olduğu’ fikrini ortaya koyarak, okuruna insan sevgisi üzerinden ‘insanların hayatına olumlu bir şekilde dokunarak mutlu olma’ gibi unsurları samimi, duru ve akıcı bir dil ile aktarmaktadır.