Burada okuyacağınız iki yazı Whitehead düşüncesini baştan sona kateden bir jesti sahnelemeleri bakımından karakteristiktir. Nedir bu jest? Pereunt et imputantur. Pereunt, yani her şey geçip gidiyor ve yokoluş süreci engellenemez bir hızla her şeyi kaosa sürüklüyor. Imputantur yani geçip giden her şey doğanın belleğine kazınıyor ve kaosu yaratıcı bir güçle göğüslüyor. Şimdi mesele ikilikleri birbirine doğru yakınsayan uçlarından tutarak sahnelemek ve birleştiklerinde ufukta ölüm dışında başka bir şeyin daha olduğunu görebilmek. Yaratıcı kaosu yoklamak!
Bu iki yazıyı bir araya getiren
Tükendi
Gelince Haber VerBurada okuyacağınız iki yazı Whitehead düşüncesini baştan sona kateden bir jesti sahnelemeleri bakımından karakteristiktir. Nedir bu jest? Pereunt et imputantur. Pereunt, yani her şey geçip gidiyor ve yokoluş süreci engellenemez bir hızla her şeyi kaosa sürüklüyor. Imputantur yani geçip giden her şey doğanın belleğine kazınıyor ve kaosu yaratıcı bir güçle göğüslüyor. Şimdi mesele ikilikleri birbirine doğru yakınsayan uçlarından tutarak sahnelemek ve birleştiklerinde ufukta ölüm dışında başka bir şeyin daha olduğunu görebilmek. Yaratıcı kaosu yoklamak!
Bu iki yazıyı bir araya getiren aslında Whitehead’den başkası değildir: 1941 yılında, aralarında Quine ile Dewey’nin de bulunduğu birçok ünlü düşünürün katkılarıyla Whitehead onuruna bir kitap hazırlanır. Paul Arthur Schilpp’in editörlüğündeki The Philosophy of Alfred North Whitehead başlıklı bu kitabın “The Philosopher’s Summary” bölümüne Whitehead bu iki yazıyı gönderir. Onca yazısı içerisinden bu ikisini seçmiş olmasının birtakım nedenleri olmalı. Bir filozofun son sözleri mi?
Matematik, İyi, Ölümsüzlük. Doğanın belleğinden bu üç kavramı çekip o çayırı kurmak, o adacığa çıkmak, o okyanusa ulaşmak! Whitehead bizi düşüncenin dönüşümü için başka bir coğrafyaya çağırıyor. Orada o görkemli buluşma için ebedi nesneler kendi edimsel varlıklarına kenetleniyorlar. Sonsuzluk sonluluğa aşılanıyor orada!