Yorum Yap
2019 bitip 2020’ye girerken “Bu yıl önceki yıldan daha güzel olsun” dilekleriyle nasıl bir güzellik bekliyorduk bilinmez 2020’den, uğurlamıştık eski yılı. 2019’un son ayında Çin’in adını daha önce duymadığımız bir kentinde ortaya çıkan virüsün insanları evlere kapattığı bir süreç yaşanıyordu. Bizden çok uzaklarda yaşanan bu hastalığın çok değil, birkaç hafta içinde dünyanın her tarafına yayılacağını, hayatı kökünden değiştireceğini bilemezdik. Türkiye’de de bütün dünyadan biraz daha geç ama sonunda virüs görüldü ve 11 Mart’tan itibaren yaşamlarımı
Tükendi
Gelince Haber Ver2019 bitip 2020’ye girerken “Bu yıl önceki yıldan daha güzel olsun” dilekleriyle nasıl bir güzellik bekliyorduk bilinmez 2020’den, uğurlamıştık eski yılı. 2019’un son ayında Çin’in adını daha önce duymadığımız bir kentinde ortaya çıkan virüsün insanları evlere kapattığı bir süreç yaşanıyordu. Bizden çok uzaklarda yaşanan bu hastalığın çok değil, birkaç hafta içinde dünyanın her tarafına yayılacağını, hayatı kökünden değiştireceğini bilemezdik. Türkiye’de de bütün dünyadan biraz daha geç ama sonunda virüs görüldü ve 11 Mart’tan itibaren yaşamlarımız yepyeni bir sürece girdi: Covid-19 süreci. “Korona günleri” diye andığımız bir dönem başladı. Dünyanın yarısının karantinada olduğu gibi biz de kapandık evlere, çevrimiçi çalışmaya, alıştığımız dünyayı eve sığdırmaya başladık. Elinizdeki bu kitap, Başar Şeker’in “korona günleri”nde yazdığı yazılardan oluşuyor.
